Mevsimlerden sonbahar geldiğinde insanların şehre dönüşü başlar, yeni kararlar alma vakti gelir ve kendi içine çekilme süreci başlar. Sonbaharın kendine özgü havası, hafiften soğumaya başlayan havaları ve renkleri insanları daha çok evde kalıp battaniyelerinin altında güzel bir film izlemeye yönlendirir. Mevsimin atmosferi sebebiyle de bu dönemlere hüzünlü bir film izlemek yakışır.

Kimi zaman zorlu bir haftayı atlatacağınız kimi zaman ise sadece modunuz öyle olduğunda hüzünlü, duygusal ve bol bol gözyaşı dökeceğiniz bir film tercih edersiniz. Modunuza uygun 2 saat geçirip kendinizi şarj etmenize yardımcı olacak en hüzünlü, en romantik, ağlamaya değer filmlerden bazılarını bir araya getirdik.

İşte sonbahar modunuza uyum sağlayacak 10 hüzünlü film…

P.S. I Love You (2007)

Ölen bir adamın eşine bıraktığı mektupları ve sonrasında karısının değişen hayatını izlediğimiz bu hüzünlü film için mendillerinizi hazırlamayı unutmayın. Başrollerinde Gerard Butler ve Hilary Swank’in yer aldığı film bir aşk öyküsünü en sade şekilde anlatıyor ve izleyicileri ilişkinin başlangıcından sonuna kadar duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.

Lıttle Women (2019)

Louisa May Alcott’ın aynı isimdeki romanından uyarlanan film, kitapta yarattığı duygusal etkiyi izleyiciye taşımayı başarıyor. Greta Gerwig’in yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği, Saoirse Ronan ,Emma Watson ve Florence Pugh gibi yeni dönemin yıldız isimlerinden oluşan kadrosuyla dikkatleri çeken filmde İç Savaş sonrası Amerika’da yaşamlarını sürdürmeye çalışan dört kız kardeşin hikayesini izliyoruz.

Film boyunca size eşlik edecek lezzetli kahvenizi Karaca Love Beyaz Kapaklı Kahve Kupası ile yanınıza alın ve koltuğunuza kurulun…

Seven Pounds (2008)

Will Smith’in başrollerinde yer aldığı bu hüzünlü film, sağlık sorunları bulunan 7 kişiye yardım eden bir karakteri bizlere aktarıyor. İnsanlara yardım eden Tim bu kişilerden birine aşık olacak ve beraberinde gelişen duygusal olaylar yaşayacaktır.

Me Before You (2016)

Jojo Moyes’un 2012 yılında yayımlanan romanı ile aynı adı taşıyan filmde geçirdiği kaza sonucunda felç olan zengin ve yakışıklı bir adam ile ona bakmakla görevli olan kadının arasındaki duygusal bağ anlatılıyor.

Siz filmi izlerken English Home Pied De Poule Polar Tv Battaniye de size eşlik etsin istiyorsanız hemen sipariş verin!

Gladıator (2000)

Başrolünde Russell Crowe’un yer aldığı Oscarlı film her ne kadar aksiyon sahneleriyle dikkat çekse de General Maximus’un ardındaki hikayesi filmi tamamlarken sizleri de o duygusallığa ortak edecek.

Dead Poets Socıety (1983)

Zorlu ve karmaşık dünyayı anlamaya çalışan bir grup genç ve onlara geleceği en gerçekçi şekilde anlatan rol model bir öğretmen arasında geçen etkileyici hikaye gözlerinizi yaşartacak.

Romeo + Julıet (1996)

Klasik Romeo ve Juliet oyununun modern bir yorumu olarak beyaz perdeye taşınan bu yapımda en çok bilinen trajedi bir kez daha gözler önüne seriliyor ve mutsuz biten bir aşkın tüm dramı gözler önüne seriliyor.

Filmin etkisinden çıkamayanlar Romeo ve Juliet – William Shakespeare kitabı ile eserin esas haline de tanık olabilir.

Sophıe’s Choıce (1982)

Soykırımdan kurtulan Sophie’nin iki çocuğundan birini seçmek zorunda kalmasının anlatıldığı filmde bir annenin çaresizliği gözler önüne serilirken dönemin zorlukları da anlatılıyor.

Eternal Sunshıne of the Spotless Mınd (2004)

Sevgilisini zihninden sildirmek isteyen bir kadının trajik hikayesi filmde gözler önüne seriliyor. Zorlu bir aşk yaşayan ikiliye Jim Carrey ve Kate Winslet hayat veriyor.

The Notebook (2004)

Sıradan bir yaz aşkı gibi başlayan bir ilişkinin araya birçok engel girse bile yıllarca devam etmesini anlatan bu duygusal hikaye tam da sonbahar modunuza uyum sağlayacak!