ÜST
montessori eğitimi

Katı gıdaya geçiş ve alerji riski

Katı gıdaya geçiş ebeveynliğin mihenk taşlarından biridir.  Bu süreçte anne ve baba heyecanın yanı sıra tedirginlik de yaşarken bebekler yeni besinlerle ve beslenme türleriyle tanışırlar.

Emzirme döneminin kuralları net ve katidir. Bu aynı zamanda ebeveynlere bir konfor alanı sağlar.  Zira bebeğinin tüm ihtiyaçlarını anne sütüyle karşılamak mümkündür, ilave olarak suya bile gerek kalmaz. Ancak katı gıdaya geçişle beraber dikkat edilmesi gerekenler artar, bunların başında da bebeği alerji riskinden uzak tutmak gelir. Katı gıdaya güvenle geçmenin ipuçlarını arayan anne babalar, sizi buraya alalım.

Bebeklerde besin alerjisi nedir?

Bebeklerde; bazı besinlere karşı geliştirilen spesifik IgE antikorları aracılığı ile ortaya çıkan aşırı duyarlılık/hassasiyet reaksiyonlarına gıda alerjisi denir. Katı gıdaya geçişle beraber alerji riski artar.

Alerjik reaksiyonlar genellikle bebek besinle ilk kez karşılaştığında gelişir ancak birçok karşılaşmanın sonrasında da gelişebilir. Diğer bir deyişle, bazı alerjiler zamanla ortaya çıkar. Bu nedenle alerjik reaksiyonları bilmek ve görünce tanımak büyük önem taşır.

Bebeklerde besin alerjisi nasıl anlaşılır?

Bebeklerde alerji belirtileri, sindirim sistemi sorunları olan ishal, kabızlık, kusma ve karın ağrısı şeklinde olabileceği gibi, deri üzerinde döküntü ya da kızarıklık biçiminde de görülebilir. Bu alerjik reaksiyonlar en hafif anlamda bebeğin huzurunu kaçırabilirken, ilerleyen vakalarda bebeğin sağlığını ciddi şekilde tehdit edebilir.

Yapılan araştırmalar, ailesinde en azından bir ebeveyni veya bir kardeşinde alerjik rinit, astım, besin alerjisi veya egzama gibi alerji öyküsü olan bebeklerin yaşamlarının ilk 5 yılı içinde besin alerjisi ortaya çıkma riskinin de yüzde 20 daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu nedenle ailede alerji geçmişi olanlar varsa katı gıdaya geçiş sürecinde daha dikkatli olunmalı, gerekirse doktor kontrolünde başlanmalıdır.

Alerji riskini en aza nasıl indirebiliriz?

Alerji riskini en aza indirmek için atılması gereken ilk adım katı gıdaya doğru zamanda başlamaktır. Eğer bebek sağlıklı ve gelişimi normal bir seyirdeyse katı gıdaya 6. aydan önce geçilmemeli, çünkü bebeğin sindirim sisteminin yeterince gelişmediği durumlarda katı gıdaya geçmek alerji riskini artıracaktır.

Doğru gıdalara doğru yöntemlerle başlamak…

Katı gıdaya geçiş aşamasında unutulmaması gereken bir diğer nokta bunun sadece bir tadım süreci olduğudur. Bebekler için 6 ay ve 1 yaş arasındaki dönem katı gıdalara başlangıç ve yeni bir beslenme şekline antrenman gibi olmalıdır. Ana beslenme kanalı yine anne sütü veya gerekli durumlarda mama takviyesi olarak devam etmelidir.

Katı gıdaya geçiş için sürece öncelikle alerji riski düşük sebze ve meyvelerle başlanmalıdır. Taze ve mevsiminde yetişen sebze ve meyveler seçilmeli, çilek, domates gibi alerji riski yüksek besinlerden kaçınılmalıdır. Bunların dışında egzotik meyveler, kuruyemiş, süt ürünleri ve yumurta sarısı alerjen riski yüksek besinler arasında yer alır. Bebeklere bir yaşından önce bal ve propolis gibi besinler ise asla verilmemelidir.

Ayrıca şeker, tuz, baharat gibi ek maddelerin de bu dönemde bebeğe verilmemesi gerekir. İçerisinde gıda boyası, katkı ya da koruyucu madde bulunan gıdalar da bebekten uzak tutulmalıdır.

Katı gıdaya geçiş döneminde besinler bebeğe ayrı ayrı verilmelidir. Örneğin içerisinde birçok sebzenin yer aldığı bir sebze çorbası katı gıdaya geçiş için önerilmez. Bunun temel sebebi, bu tür karışım şeklinde verilen yiyeceklerde alerji oluşumu durumunda hangi besin maddesinin bu alerjiye sebep olduğunu bulmanın zorlaşmasıdır.

Bebek tadım yaparken porsiyonlar çok az verilmeli, miktar günler geçtikçe artırılmalıdır.

Üç gün kuralı

Tadım yapılan her yeni gıdanın bebekte herhangi bir reaksiyona yol açıp açmadığını anlamanın en iyi yolu üç gün kuralını uygulamaktır. Üç gün kuralına göre; bebeğe yeni bir gıdayı verdiğinizde bunu en az üç gün denemelisiniz. Ancak üç gün tamamlandığında bebekte alerjik bir reaksiyon görülmezse yeni bir gıdaya geçilebilir.

Alerji belirtileri genellikle alerjen besin alındıktan sonraki ilk dakikalarda veya 1-2 saat sonra ortaya çıkar. Ancak nadiren de olsa 72 saat sonra da vücut tepki verebilir. Bu yüzden üç gün kuralını uygulamak alerjik reaksiyonların tespitinde kritik önem taşır.

Geleneksel beslenmeye karşı BWL

BLW yöntemi; ‘Baby Led Weaning’ adı verilen İngilizce bir tanımlamanın kısaltılmış kullanımıdır. Bu yöntemde bebek kendi kendine beslenmeye teşvik edilir. BLW yöntemi bebeğin gıdaları fizyolojik olarak yani dokunarak ve kokusunu alarak tanımasını sağlayan ve ince motor becerilerini de geliştiren bir yöntemdir.

Klasik yöntemlerden farkı olarak gıdalar su buharında haşlanarak ya da fırınlanarak, bebek mama sandalyesinde otururken küçük parçalar halinde bebeğin önüne konur. Bebek her bir gıdayı eline alır, ağzına götürür ve damağıyla ezerek yutar. Beğenirse yemeğe devam eder beğenmezse dışarıya atar.

Bu yöntemde ebeveynlere düşen görev, gıdayı uygun şekilde pişirip bebeğin önüne koymak ve bebek beslenirken de çok yakından gözlemlemektir. BWL birçok anne babaya korkutucu gelse de ilerleyen dönemlerde yeme bozukluklarını engellediği kanıtlanmıştır.

Gerekli önlemler alındığı ve temel kurallara dikkat edildiği sürece gerginliği bir kenara bırakıp bebeğiniz ile beraber bu yeni sürecin keyfini çıkarmak mümkün. Bebek beslenmesi ile ilgili daha fazla ürün ve bilgi için ise sizi buraya bekleriz.

Katı gıdaya geçiş hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayınız.