Bazıları için sadece merak, bazıları için vazgeçilmez bir tutku… Herkeste farklı duygular uyandıran modanın kılık kıyafetten çok daha fazlası olduğu yadsınmaz bir gerçek. Öyle ki, en geriye gittiğimizde giyinme ihtiyacından hemen sonra farklı olmanın gündeme geldiğini görüyoruz. İşte modanın çıkış noktası tam da buydu: Özgünlük. Zaman geçti, trendler durmaksızın değişti ve bu süreçte modanın etkileri de çığ gibi büyüdü. Hatta bazıları için çılgınlık halini bile aldı. Gucci’nin yeni çanta modelini satın almak için ülke değiştirenler de oldu, dünyaca ünlü markaların Black Friday’e özel indirim günlerinde kendini kaybedenler de… Moda endüstrisi taleplerimize cevap mı veriyor yoksa bizi hipnotize mi ediyor pek emin değiliz ancak bu sektörün hayatımızda güçlü bir tesiri olduğundan hiç şüphemiz yok. Artık bir yaşam biçimine dönüşen moda, bazı şehirlerde epey yüksek sesli yaşıyor ve dalga dalga tüm dünyaya yayılıyor. O kentlerin ortak noktası ise apayrı birer kimliğe ve ruha sahip olmaları. Modanın sırlarını çözmek için kalbinin attığı şehirlere bakmak gerek diyor ve listeye geçiyoruz.

Rüyalar Şehri: Paris 

Kaynak: alamodesty

Paris, modayla en çok özdeşleştirilen şehir olsa gerek. Saint Laurent, Balmain, Givenchy, Dior ve Louis Vuitton gibi ikonik markalara ev sahipliği yapan Paris, dört bir köşesindeki outlet ve moda evleri ile dünyanın en şık yeri olduğunu kanıtlıyor. Paris’e ait moda haftası, markaların yeni koleksiyonlarının tanıtıldığı son derece prestijli bir etkinlik ve şehrin ruhunu mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Sokaklarında yürürken kendinizi rüyada gibi hissedeceğiniz bu şehirde, kadınların en sade halleriyle bile kusursuz bir stile sahip olduklarını gözlemleyebilirsiniz.

Modanın Kalbi: Milano

Moda tutkunlarının gözdesi olan Milano, trendlerin gidişatını belirleyen yegane şehir.

Kaynak: charmingitaly

Moda tutkunlarının gözdesi olan Milano, trendlerin gidişatını belirleyen yegane şehir. Üstelik bünyesindeki moda okulları sayesinde modaya akademik bir bakış da açısı getiriyor. Versace, Prada, Cavalli ve Gucci gibi dev markalar da Milano denilince akla ilk gelenlerden… Milano’da modanın nabzı en çok ilkbahar ve sonbaharda gerçekleşen moda haftasında yükseliyor. Şehri hem keşfetmek hem alışveriş için en ideal zamanlar da elbette ki bu dönemler.

Amerikan Rüyası: New York

Kaynak: timeout

New York, moda haftası geleneğini başlatarak moda tutkumuzu ateşleyen ilk yer. Tam bir streetwear markası geçidi olan New York, Alexandar Wang ve Michael Kors gibi meşhur tasarımcılara da ev sahipliği yapıyor. Dünyada en çok ses getiren moda organizasyonları arasında sayabileceğimiz New York Fashion Week, şehrin moda dünyasındaki saygınlığını her geçen yıl biraz daha artırıyor. New York’ta sanat ve moda o denli iç içe geçmiş durumda ki, nereye baksanız özel bir detaya rastlayabiliyorsunuz. Her bir köşe başından zarafet timsali insanlar çıkarak sizi unutulmaz bir Amerikan rüyasının içine alıveriyor. Son senelerde modanın gücünün en çok hissedildiği yer New York dersek sanıyoruz ki abartmış olmayız. Şehrin alışveriş konusunda da bir hayli cömert olduğunu söylemeliyiz. Vintage tasarımlar için Brooklyn Lower East Side, lüksün keyfini çıkarmak içinse Fifth Avenue biçilmiş kaftan!

Ünlü Markalar Geçidi: Londra

Estetiği iliklerinize kadar hissedebileceğiniz Londra, vazgeçilmez bir moda merkezi.

Kaynak: vogue

Estetiği iliklerinize kadar hissedebileceğiniz Londra, vazgeçilmez bir moda merkezi. Hayal gücü ve ürettikleriyle fark yaratan Alexander McQueen’le tanışmamızı sağlaması bile bu kenti modanın göz bebeği olarak tanımlamamıza yetiyor. Tabii Londra’lı tasarımcılar arasında Gareth Pugh ve Stella Mccartney gibi ünlü isimler de mevcut. Başta Burberry olmak üzere pek çok outlet mağazası bulunan Londra’nın her bir köşesinde modanın ayak sesleri hakim. Tabii şehrin genel havası sakinlerine de sirayet etmiş durumda. Öyle ki, şıklık konusunda adeta birbirleriyle yarışır gibiler. Modayı en çok benimseyen insanların, Londra’da yaşadığını düşünmekten kendimizi alamıyoruz çünkü yüzyıllardan beri trendlerle iç içe oldukları aşikar. Her sene gerçekleştirilen London Collections Men ise bu şehri erkek modasında vazgeçilmez bir yere dönüştürüyor.

Özgünlüğün Zirvesi: Tokyo 

Kaynak: manrepeller

Asya modasını domine eden Tokyo, sıra dışı bir moda kenti olduğunu 80’li yıllar itibarıyla kanıtladı ve yankıları tüm hızıyla büyümeye devam ediyor. Yoji Yamamoto, Issey Miyake, Rei Kawakubu ve Comme des Garcons gibi ses getirmiş markalar da bu durumu mükemmel bir şekilde kanıtlıyor. Birçok meşhur tasarımcıyı sektöre kazandıran Tokyo, özgün sokak trendleriyle de moda dünyasında yer alma nedenini ortaya koyuyor. Şehir, hem kadın hem erkek modasında farkını ispatlayarak zirvedeki yerini her geçen gün biraz daha sağlamlaştırıyor.

Sanat ve Modanın Sentezi: Barcelona

Kaynak: gateshotelbarcelona

Latin modasının dinamiklerini belirleyen Barcelona, modanın yeni şehirleri arasına adını altın harflerle yazdırıyor. Eski ve yeninin ideal bir karışımı olarak tanımlayabileceğimiz kent, Gaudi’nin farklı mimarisini, Katalan tarzının otantik esintileriyle buluşturarak özgünlüğünü gözler önüne seriyor. Özellikle lüks alışverişin vazgeçilmez adresi olan Barcelona’da, meşhur tasarımcıların mağazalarından tutun da küçük butiklere kadar pek çok seçenek mevcut.

İtalyan Şıklığı: Roma

İtalya, moda dünyasında bir ekol olduğunu Milano ile belgelerken Roma’yla adeta resmediyor!

Kaynak: vogue

İtalya, moda dünyasında bir ekol olduğunu Milano ile belgelerken Roma’yla adeta resmediyor! Barok tarzı ve neoklasik esintilerle modaya ilham veren kent, tasarımcıları etkisi altına almakta hiç zorlanmıyor. Zira nereye baksanız sanatsal bir detayın girdabına çekilmeniz işten bile değil. Bu şehirde yaşayan erkeklerin tarzı ise hayranlık uyandıran cinsten. Stil sahibi olmayı bir gereklilik olarak algılayan Roma sakinleri, zarafet ve şıklıkta mükemmel oranı yakalamış gibiler.

Peki sizin favori moda şehriniz hangisi? Listelediğimiz büyüleyici kentleri keşfetmek için hemen valizinizi hazırlayın! Seyahatinize Hepsiburada’nın sunduğu valiz modelleri ile keyif katmayı da unutmayın. Hadi, şimdi modayı dolu dizgin yaşamak için harekete geçme vakti!