Erişilmesi güç noktalara uzanan dünyanın en yüksek dağ zirveleri, dağcılara adeta bir cennet sunar. Dağcılar, bu zirvelere duydukları büyük tutkuyla hareket eder ve zirveye ulaşmak için uzun yıllar boyunca çaba harcarlar, bu da onların yaşamlarını anlamlandırır. Bu zirvelerdeki dağa, ulaşma çabası ve dünyanın en yüksek dağları hakkında keşfedilecek birçok şey sunar. Dünyanın en yüksek dağları denildiğinde akla gelen hangileri? İşte, en yüksek zirvelerin ilk 10 tanesini sizler için derledik.

Everest Dağı

Dünya’nın en yüksek zirvesi olan ve 8,848 metre yüksekliğindeki Everest Dağı, aynı zamanda Himalaya Dağları’nın en yüksek zirvesidir. Everest Dağı, Çin ve Nepal arasındaki sınırı belirler. Oldukça riskli bir tırmanışa sahip olan Everest’in zirvesine ulaşmak gerçekten zorlu bir deneyimdir, ancak başarıldığında yaşanan memnuniyet olağanüstüdür. Bu zorlu yolculuğu bir rehber eşliğinde yapmanız, birçok zorluğa karşı hazırlıklı olmanız açısından önemlidir. Katmandu veya Lhasa üzerinden ulaşabileceğiniz bu görkemli dağa tırmanırken, oksijen tüpü, kaz tüyü ceket gibi gerekli ekipmanları ve tedbirleri almak gerekmektedir.

Bu eşsiz deneyimi yaşamaya karar vermek tabii ki kolay değil. Öncelik olarak, yaklaşık 2 ay boyunca izole bir yaşamı göze almalı ve yüksek kalorili besinler tüketmelisiniz. Çünkü bu kadar yüksek, buzlu ve zorlu bir zirveye tırmanmak, vücudunuzun yaklaşık 1000 kalori harcamasına neden olacaktır. Ayrıca, -62 dereceye kadar düşen sıcaklıklara, azalan oksijen seviyelerine ve artan atmosfer basıncına alışmak için dağcılar genellikle 5400 metreye kadar kamplar kurarak en az 1 ay süreyle bu yükseklikte kalmak zorundadır, bu da tepeye tırmanış süresini uzatmaktadır.

K2 Dağı

Topografya haritası oluşturulurken K2 olarak adlandırılan ve sonrasında bu ismi koruyan dağ, bölgede yerel bir adı olmayan tek Karakurum Dağı’dır. Sürekli düşen çığlar ve kopan kaya parçaları sebebiyle, K2, en ölümcül dağ olarak ün salmıştır. Dağın zirvesi, 8,611 metre yüksekliğiyle dünyanın en yüksek dağları listesinde ikinci sıradadır. Dağın eteklerine bile günler sonra varılabilen zorlu patikalarda seyahat etmeden önce, yanınıza yeterli miktarda su ve yiyecek almak önemlidir.

Eğer deneyimli bir dağcı iseniz, K2’nin en riskli rotası olan Abruzzi Spur’dan bu dağa tırmanmayı düşünebilirsiniz; zira Çin ve Pakistan’dan pek çok tırmanış yoluna erişim mümkündür. Her tırmanışta olduğu gibi, K2’de çığ felaketlerini önlemek için önlemler alınmalıdır; ancak bu dağda kulağınızda kulaklık olmamasına özellikle dikkat etmelisiniz. Ayrıca, tecrübeli dağcıların bile zorlandığı K2’ye ulaşmak için öncelikle özel araçla seyahat etmek gerekmektedir. Sonrasında Jeep ile safari turuna çıktıktan sonra bir süre daha yürüyüş yapmak gerekmektedir.

Kanchenjunga Dağı

Hindistan ve Nepal arasında uzanan Kanchenjunga Dağı, 8,586 metre yüksekliğiyle dünyanın en yüksek dağları sıralamasında üçüncü sırayı almaktadır. Dağın zirveye uzanan dört farklı tırmanış rotası bulunmaktadır. Bunların üçü Nepal’de yer alırken, diğeri Hindistan sınırları içinde bulunmaktadır.

Kutsal kabul edilen Kanchenjunga Dağı’na özel izinler almadan Hindistan üzerinden tırmanamayacağınızı belirtmek önemlidir. Zira Hindistan’da bulunan Sikkim Yolu, hükümetin özel talebi üzerine 2000 yılından beri keşiflere kapalıdır. Dağa tırmanmak istiyorsanız, Nepal’e uçakla seyahat ederek gelmeniz gerekmektedir.

Dağa tırmanışınızı tamamladıktan sonra Darjeeling ve Antu Dada tepelerine ulaşırsanız, muazzam manzarayı doya doya yaşayabilirsiniz. Kanchenjunga Dağı’nın kuzey doğu tarafında bulunan Green Lake Yürüyüş Yolunu keşfetmek, harika bir göl manzarasında yolculuk etme fırsatı sunar. Ayrıca dağa doğru ilerleyen bu muazzam güzellikteki bölgede kamp alanları da bulunmaktadır.

Lhotse Dağı

Everest ile aynı güzergaha sahip olan ve Tibet ile Khumbu sınırlarını çevreleyen 8516 metre uzunluğundaki Lhotse Dağı’nın en yüksek zirvesi Nuptse’dir. Everest’e tırmanmayı düşünen dağcılar için oldukça erişilebilir bir nokta olarak görünse de aslında riskli ve dik yapısıyla tehlikeli yamaçların son kısmını oluşturur. Özellikle kamp alanlarında Everest dağcıları ile karşılaşma olasılığınız yüksektir. Ayrıca kamp alanlarında yiyecek, içecek, şarj istasyonları gibi temel ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz imkanlar olduğu için tırmanış sırasında daha az zorluk yaşayabilirsiniz.

Tırmanış için uygun hava koşullarını bekleyeceğiniz alanlar genellikle rahat ortamlardır, bu nedenle kamp atmosferini keyifli bir şekilde yaşayabilirsiniz. Kamp alanlarının dışında belirli yüksekliklerde yer alan pansiyonlarda da konaklama imkanına sahipsiniz. Ancak, Lhotse Dağı’nın tehlikeli bölgesi olan Khumbu’dan düşen buz kütlesine kesinlikle dikkat etmelisiniz. Çünkü bu dağa tırmanışın en zorlu görevlerinden biri bu olabilir.

Makalu Dağı

Himalayalar’ın 8,485 metre yüksekliğindeki Makalu Dağı, 1955 yılında yapılan Fransız ekspedisyonu tarafından kuzeybatı yönlü tırmanışa olanak tanıyan bir rota belirlenince bu yol, birçok dağcının tercihi haline gelmiştir. Her ne kadar çok tercih edilen bir zirve olmasa da, 2010 yılı Mayıs ayında bu dağa tırmanan 15 dağcıdan birinin Türk olması, tırmanış için ek bir motivasyon kaynağı olmuştur.

Makalu Dağı’na bağlı Kangchungtse ile Chomo Lonzo Dağları’nın zirveleri, Makalu’ya tırmanmak isteyen dağcılar için bir tür moral kaynağı oluşturuyor. Bu zirvelere tırmanmanın motivasyonunu bulan dağcılar, Makalu Dağı’nın zirvesine ulaşmak için gerekli enerjiyi bu deneyimle bedenlerine kazandırıyorlar, böyle düşünülmektedir.

Cho Oyu Dağı

8201 metre yüksekliğiyle dünyanın en yüksek altıncı dağı olan Cho Oyu ya da Cho Oyo, Everest’in 20 km batısında yer almaktadır. Cho Oyu Dağı’na ilk tırmanışı gerçekleştiren ekip, 19 Ekim 1954 tarihinde Herbert Tichy, Joseph Joechler ve Şerpa Pasang Dawa Lama’nın liderliğindeki Avusturyalı bir grup olmuştur.

Dhaulagiri Dağı

Himalayalarda bulunan ve buzullar ile meşhur olan Dhaulagiri Dağı, 8167 metrelik mesafesiyle dünyanın en yüksek yedinci dağıdır. Dhaulagiri Dağı’na ilk tırmanış ise 1960 senesinde yapılmıştır.

Manaslu Dağı

Dünyanın en yüksek sekizinci dağı olan ve Himalayalar’daki Manaslu Dağı, 8164 metrelik yüksekliğe sahiptir. Manaslu Dağı, 9 Mayıs 1956 tarihinde Japon Toshio Imanishi ve Gyalzen Norbu bu daha tırmanan ilk kişilerdir. Ancak, 1972 yılında bu dağda bir felaket yaşanmıştır. Ne yazık ki, dağcılar 6500 metredeyken kamplarından çıktıktan bir süre sonra üzerlerine çığ düşmesi sonucu 15 dağcı hayatını kaybetmiştir.

Nanga Parbat

Nanga Parbat, 8,126 metrelik zirvesi ile Dünya’nın en yüksek dokuzuncu dağıdır. Pakistan yönetimindeki Keşmir’in Gilgit-Baltistan bölgesinde, İndus Nehri’nin en kuzey kıvrımının hemen güneydoğusunda konumlanmıştır. Himalayalar’ın en batıdaki büyük zirvesi olan Nanga Parbat, zorlu bir tırmanışa sahiptir ve bu nedenle birçok dağcının kaybı nedeniyle Katil Dağ olarak da bilinir.

Annapurna

Bir Hasat Tanrıçası olan ve Sanskritçe’de “Yiyecek Dolu” anlamına gelen Annapurna, 8091 metrelik yüksekliğiyle dünyanın onuncu en yüksek dağıdır. Hinduizm’de Annapurna, bereket ve tarım tanrıçası olarak kabul edilir.

Annapurna, Nepal Himalayaları’nda bir dizi zirveyi barındıran büyük bir masiftir. Bu 55 kilometrelik masifte, 13 adet 7.000 metre üzeri ve 16 adet 6.000 metre üzeri zirve bulunmaktadır. Maalesef ki, 2014 senesinde Nepal’in en korkunç dağ felaketi Annapurna I’de yaşanmıştır. Kar fırtınası ve çığ sebebiyle mahsur kalan dağcılardan 43’ü hayatını kaybetmiş, kurtulanlardan geri kalanlarda ise vücutlarında geri döndürülemez hasarlar almıştır.

Ulaşılması en zor dağlar, her başarılı tırmanışla insanoğluna adeta cenneti müjdeliyor. Unutulmaz bir görsel şölen sunan dağcılık, zirvesinden her bayrak sallandığında bir sonraki tırmanışa olan özlemi belirtir. Dağcıların zirveye ulaştıklarında yaşadıkları mutluluk, tırmanış tutkusunu bağımlılık haline getirir. Ayrıca, günümüzde Türk dağcı sayısının artması ve zirvelere adını yazdıranların varlığı, Türkiye’de dağcılığa gönül verenlere ilham kaynağı oluyor.