Modern yüzyılda hiç olmadığı kadar ulaşılabilir olan besinler hem çeşitlilikleri hem de lezzetleriyle başımızı döndürüyor. Bu lezzetlere bir de hareketsizlik eklenince fazla kilolardan kaçmak oldukça zorlaşıyor. İster sağlığımız için isterse daha estetik bir görüntüye kavuşmak için olsun modern hayatta diyet olmazsa olmazlarımız arasında.

İlk şart: sağlıklı beslen

Kabul edelim modern hayatın içinde hepimiz kaybolmuş durumdayız. Ev ve iş arasındaki koşuşturmacada yemek yemek bazen gözümüze zaman kaybı olarak görünüyor ve ayak üstü geçiştirmeye çalışıyoruz ya da kendimize kulaktan dolma diyet listeleri hazırlıyoruz. 

Şunu unutmamak lazım! Nasıl evdeki çamaşır makinesi çalışabilmek için elektrik enerjisine ihtiyaç duyuyorsa sizin de işe gidebilmeniz için enerjiye ihtiyacınız var. Nasıl çamaşır makineniz enerji ihtiyacını yanı başındaki prizden alıyorsa sizde gün içinde ihtiyacınız olan enerjiyi besinlerden alıyorsunuz. 

Yaşam kalitenizi yedikleriniz belirler!

Aslına bakarsanız denklem çok basit.  Kaliteli besinler kaliteli bir yaşam demek. Eğer karbonhidrat ağırlıklı besleniyor, şekeri abartıyor, hamur işine dayanmıyorsanız obeziteye, tip 2 diyabete ve bunların getirdiği birçok soruna hazırlıklı olmalısınız. Böylesi bir durumda diyet yapmanız kaçınılmaz olacaktır.  Bunun tam tersi meyve, sebze ağırlıklı besleniyor, şekerden uzak duruyorsanız sağlıklı bir yaşam süreceksiniz demektir.

Sadece zayıflamak için değil; aynı zamanda kaliteli bir yaşam içinde en önemli nokta sağlıklı beslenmedir. Hangi diyet türünü seçerseniz seçin ilk önceliğiniz yine sağlıklı belenmekten yana olmalı.  

Sağlıklı bir diyet için… 

-Diyet yapma kararını size verdiren ilk nedeniniz sağlıklı bir yaşam olmalı.

-İnsan vücudu kas ve yağ dokusunun dengesinden oluşur. Nasıl bir diyet yaparsanız yapın bu dengeyi korumak önceliğiniz olsun. 

-Evet karbonhidrat size kilo aldırabilir; ama sağlıklı bir yaşam için karbonhidratlara ihtiyacınız olduğunu unutmayın.

-Bedeninizin ihtiyaçlarına uygun bir diyet programı seçmek sizi daha istikrarlı yapacak ve motive edecektir.

-Yapay şeker ve nişastayı hayatınızdan çıkarın.

-Uyku düzeninize önem verin.

-Bedeninize kulak verin. 

Peki ya hangi diyet?

Diyet yapmaya karar verdiğinizde çok fazla alternatifle karşılaşacaksınız ve muhtemelen bu alternatifler sizin kafanızı karıştıracak. Burada önemli olan bedeninizin ihtiyaçlarını iyi anlamak ve beslenme alışkanlıklarınız iyi analiz edebilmenizdir.

Kendiniz ne kadar iyi tanıyorsanız işiniz o kadar kolaylaşacaktır. Aşağıdaki diyet önerilerinden size en yakın olanını deneyebilir, sağlıklı ve fit bir yaşama merhaba diyebilirsiniz. 

Düşük karbonhidrat diyeti

Karbonhidratlar vücudumuzun en önemli enerji kaynağı. Bedeniniz ihtiyaç duyduğu enerjiyi öncelikle aldığınız karbonhidratlardan sağlar. Peki ya karbonhidrat alımını azaltırsanız? İşte o zaman vücudunuz ikinci kaynak olan yağlara yönelecektir. Aslına bakarsanız bu diyet, temel bir beslenme alışkanlığından ilham alır. 

Kan şekerimiz gün için karbonhidratlardan dolayı sürekli dalgalanır. Bu dalgalanma gün içindeki duygu durumumuzu da değiştirir. Düşük karbonhidrat diyeti sizi hem formda tutacak hem de gün içindeki enerjinizi dengeleyecektir.

Karbonhidratlarla ilgili daha fazla bilgi için basılı kaynaklara göz atmanızda fayda var. Prof. Dr. M. Emek Tüfekçi Alphan tarafından kaleme alınan Diyabetin Beslenme Tedavisinde Karbonhidrat Sayımı eseri bu konuda iyi bir kaynak.

İlk insan diyeti  

Adından da anlaşılacağı üzere, atalarımız gibi bir beslenme biçiminin en doğrusu olduğu fikriyle hazırlanmış bir diyet olan ilk insan diyeti, işlenmemiş gıdaları tüketmemeyi temel alır. Bu diyetle birlikte sabah yediğiniz salam, sosis ve sucuklara veda edebilirsiniz. Eğer canınız et yemek istersen en saf halini tüketmelisiniz.

Alkali diyet

Bu diyet tamamıyla vücudunuzun asit ve baz dengesini korumak için beslenme alışkanlığınız değiştirmeniz tavsiye ediyor. Asit oranı yüksek gıdaların tüketilmesi bedensel olarak birçok soruna neden oluyor. Metabolizma hızınızı düşüren, sindirim güçlüklerine ve bağırsak sorunlarına neden olan yüksek asitli gıdalar, toksik olarak birikerek hem sağlığınızı tehdit ediyor hem de kilo vermenizin engelliyor.

Aralıklı oruç diyeti

Aslına bakarsanız bize hiç yabancı olmayan bir diyet, aralıklı oruç diyeti. Tıpkı ramazan ayında olduğu gibi ne yediğinize değil ne zaman yediğinize dikkat etmeniz gereken bir diyet. 16/8 diyeti olarak da bilinen aralıklı oruç diyeti, 8 saat yemek yemeyi ve 16 saat aç kalmayı gerektiriyor.

Hemen öyle gözünüz korkmasın. Saat aralıklarınız yaşam temponuz ve beslenme alışkanlıklarınıza göre ayarlayabilirsiniz. Bu diyette genellikle ilk öğün 12:00-13:00 gibi yeniyor ve akşam 20:00-21:00’dan sonra yemeyi bırakıyorsunuz.  Aralıklı oruç diyeti sizin hızla kilo vermenize neden olacağı gibi kan şekeri düşürerek diyabet riskinizi azaltıyor ve ömrünüzü uzatıyor.

Aralıklı oruç diyetine başlamak istiyor; ama nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız Dr. Murat Balanlı’nın Açlık Diyeti isimli eseri size bu konuda fikir verebilir.

Eğer sizde sağlık yaşama adım atmak istiyor ve bir de forma gireyim diyorsanız, seçtiğiniz diyet ne olursa olsun biraz egzersizle desteklemekte fayda var. Onca koşturmacanın arasında spora zaman mı kalıyor diyorsanız evinizin konforunda yavaş yavaş başlayabilirsiniz. Evde spor için önerilerimizi sıraladığımız içeriğimize göz atmayı unutmayın.