ÜST
aktiviteler

İyi bir güneş gözlüğünün olmazsa olmazları

Güneş gözlüklerini yalnızca havalı bir aksesuar olarak algılıyor ve seçerken de çoğunlukla o yılın trendlerini göz önüne alıyor olabilirsiniz ama unutmamak gerekir ki güneş gözlüklerinin asli görevi güneşe ve ışığa maruz kaldığımızda bize konfor sağlamak ve gözümüzü katarakt, makula (sarı nokta) dejenerasyonu gibi göz hastalıklarına neden olan UV ışınlarına karşı korumaktır. Bu görevi yerine getirmek için ise güneş gözlüğünün bazı özelliklere mutlaka sahip olması gerekiyor. İşte bu özellikleri sizler için sıraladık.

 

Geniş çerçeveli, aviator, kelebek ya da wayfarer; piyasada birçok farklı tarzda güneş gözlüğü bulmak mümkün ama bu demek değil ki bakıp da beğendiğiniz bir model yüzünüze uyum sağlayacak. Size en uygun güneş gözlüğünün yüzünüzde gösterişli duran değil, tam tersine fazlalık hissi vermeyen hatta kendini unutturan gözlük olduğunu akılda tutmakta fayda var. Tüm modelleri denemeden önce biraz fikrim olsun diyorsanız; geometrik çerçeveler ve kelebeklerin yuvarlak yüzlere, yuvarlak ve geniş gözlüklerin köşeli yüzlere, aviator gözlüklerin ise her türlü yüz şekline uyumlu olduğunu söyleyebiliriz.

Modelin dışında, gözlüğün boyutu da önemli. Tercih edeceğiniz güneş gözlüğünün yüzünüze tam oturan bir model olmasına özen göstermelisiniz. Güneş gözlüğü suratınızda büyük ya da küçük kalmamalı, gözünüzü olarak tam sarmalı. Rahatlığınız açısından güneş gözlüğünün çerçevesi, yanağınıza değmemeli ya da kaşınızla aynı hizada olmamalıdır. Otomobil kullanırken ise görüş alanını kapamaması için ince saplı gözlükler öneriliyor.

Yeterli korumayı sağlamak

 

Güneşten gelen ultraviyole ışınları, cildimize olduğu kadar gözlerimize de uzun vadede zarar veriyor. Peki, nedir bu sürekli bahsi geçen bu UV ışınları?

Ultraviyole (UV) ışınları güneş ışınlarının gözle görülmeyen dalga boyunda yer alır ve ultraviyole A (UVA), ultraviyole B (UVB) ve ultraviyole C (UVC) olarak üç gruba ayrılır. Bu ışınlardan ultraviyole C ışınları atmosfer tabakaları tarafından emildiği ve yeryüzüne önemli derecede ulaşamadıkları için cilt ve göz için herhangi bir problem oluşturmaz. Ancak ultraviyole A ve özellikle de ultraviyole B ışınları gözlerde derideki güneş yanığına benzeyen zedelenmeler oluşturabilir. Bu zedelenmeler uzun vadede ise makula (sarı nokta) dejenerasyonu ve katarakt gibi deformasyonlara zemin hazırlayabilir. Işığa hassasiyet nedeniyle refleks olarak gözlerimizi kısınca oluşan kırışıklıklar da cabası.

UV filtreli camlar, gözün zararlı ışıkları geçirmesine engel olur. Güneş gözlüklerinin ışığı bloke etme gücü UV200, UV400 ve UV600 gibi ibarelerle belirtilir. Özellikle deniz kenarında ve kar ışığında minimum UV400 korumalı güneş gözlüklerini kullanmak gerekiyor.

Kaliteli ve sertifikalı ürünleri tercih etmeli

Bir güneş gözlüğünün pahalı olması her zaman kaliteli olduğu anlamına gelmez. Dolayısıyla, satın almayı planladığınız güneş gözlüğünün sertifikalı ve güvenlik kontrollü olup olmadığını mutlaka kontrol etmelisiniz. Güneş gözlüğünde mutlaka “CE” ibaresi olmalıdır. “CE” ibaresi, bir ürünün insan, hayvan ve çevre açısından sağlıklı ve güvenli olduğunu gösterir. 1 Temmuz 1995’ten bu yana Avrupa Birliği standartlarına göre üzerinde “CE” ibaresi bulunmayan gözlüklerin satışı yapılamıyor. Eğer üzerinde bu ibare yoksa aldığınız ürünün gerekli kontrolleri yapılmamış demektir.

Camın rengine ve türüne karar vermek

Size uygun gözlüğü seçerken incelediğiniz camın rengi ve türünü, gözlüğü nerede ve hangi amaçla kullanacağınıza göre belirlerseniz daha kolay yol alırsınız. Örneğin, güneş gözlüğünü özellikle otomobil kullanırken takmayı planlıyorsanız yeşil ve gri camları tercih etmenizde fayda var, zira sarı ya da pembe renkli cama sahip güneş gözlükleri trafik ışıklarındaki değişimleri ayırt etmenizi zorlaştırabilir.

Yeşil ve gri renkli camlar görüntü kontrastını çok fazla etkilemez ve renk bozulmasına neden olmazken, kahverengi cam kontrastı derinlik hissini artırır ve bir miktar renk bozulmasına neden olur. Mavi renk camlar karda en iyi görmeyi sağlayan camlar olduğu için özellikle kayakçılar tarafından tercih edilir. Kırmızı ve pembe renkli camlar ise renk bozulmalarına yol açmalarına rağmen bilgisayarda en iyi görüşü sağlar. Siyah, lacivert ve mor camlar gözün renkleri algılama adaptasyonunu zorlaştırır. Başka bir deyişle, göz bir milisaniyede algılayacağı rengi koyu renk bir gözlükle üç milisaniyede algılamaya başlar. Bu durum, hem gözleri yorar hem de bazı renklerin ve cisimlerin yanlış algılanmasına neden olabilir.

Yukarıdan aşağıya rengi açılan; gradyent dediğimiz camlar özellikle otomobil kullanırken rahatsız edici yansımaları engeller. Işık miktarına göre rengi açılıp koyulaşabilen fotokromik ya da kolormatik camlar ise iç ve dış ortamlarda kullanılabilmeleri nedeniyle avantajlıdır. Polarize camlar su ya da kar yüzeyinden yansıyan ışınları etkili olarak azalttıkları için özellikle denizde, kayakta ve otomobil kullanırken tercih edilebilir. Darbelere karşı en sağlam camlardan biri olan polikarbonat camlar, spor ve yüksek tempolu işler sırasında güvenli bir kullanım sunar. Ancak bu camlar kırılmamalarına rağmen kolaylıkla çizilebiliyor. Bu nedenle bu tip gözlükleri seçerken çizilmeye karşı koruması olanları tercih etmenizde fayda var.