
Kişisel Stilinizi Oluşturmanıza Yarayacak En Etkili 3 İpucu
Şimdiye kadar öğrendiklerinizi bir tarafa bırakın, kişisel stil oluşturmak için en gerçekçi ve uygulanabilir ipuçlarını sizler için derledik.
Genellikle kişisel stil oluştururken beden şeklimiz önceliklendirilir, beden yapımıza göre giyinmemiz salık verilirdi. Oysa güncel trend analistlerine ve stil uzmanlarına göre kişisel stil oluşturmanın anahtarı bedenimize değil ruhumuzda saklı.
Giyinmek, ilk çağdan bu yana hiçbir zaman sadece giyinmek olmadı. Üzerimizde taşıdığımız her şey (kıyafet, çanta, takı ve hatta dövme) bize dair çevremize mesajlar verir. Aynı zamanda kendimizi ne kadar sevdiğimiz ve kendimize ne kadar özen gösterdiğimizi de gösterir. Ancak her şeyde olduğu gibi giyimde de aşırıya kaçmak, marka bağımlısı olmak ve adeta onların reklam panosu gibi dolaşmak aslında kendi stilimizin olmadığını, kendimize dair sevemediğimiz ve kendimizde tatmin edemediğimiz duygular olduğunu dışa vurur. Bu nedenle kimin hangi markayı nasıl taşıdığından bağımsız olarak önemli olan sizin giysilerinizin içinde nasıl hissettiğinizdir. Kişisel stilinizi oluştururken bu duygular sizin rehberiniz olacaktır.
Aşama 1: Fazlalıklardan kurtulun
Kişisel stil geliştirmenin ilk adımları neyi seviyorsunuz, neyi neden sevmiyorsunuz bilmek, giymediklerimizden kurtulmak ve geride kalanları doğru analiz etmekten geçer. Bu işleme tüm dolabınızı boşaltıp sahip olduklarınızı kategorilere ayırmakla başlayabilirsiniz.
Son bir yıldır giymediklerinizi bir köşeye ayırın. Aralarında aldıktan sonra hiç giymediğiniz ya da sadece bir kez giydikleriniz varsa ilk giden onlar olmalı. İçlerinde pahalı ürünler varsa ikinci el sitelerde satabilir, geri kalanları ihtiyaç sahiplerine bağışlayabilirsiniz.
Kilo veririm diye sakladıklarınız varsa onlar da gidecekler listesinde yerini almalı. Unutmayın, stil oluşturmanın anahtarı kendinizi olduğunuz gibi sevmenizdir. Yarını ya da beş yıl sonrayı planlamıyoruz, şimdiye odaklanıp bedeni size olmayan kıyafetlerden kurtulun. Ne kadar iyi geldiğini göreceksiniz.
Aşama 2: Dolabınızı analiz edin
Fazlalıklardan kurtulduktan sonra elinizde kalanları pantolonlar bir tarafa, elbise ve etekler bir tarafa olacak şekildekategorilere ayırın. Kıyafetlerinizi kategorilere ayırdığınızda en fazla hangi ürün grubunu ve hangi renkleri sevdiğinizi rahatlıklar görebilirsiniz.
Örneğin slim fit pantolon yığını çok az giyilmiş gibi duruyorsa slim fit pantolon sizin tarzınızı yansıtmıyor demektir. Belki birinde görüp beğendiniz ve aldınız ya da indirimdeydi, çok modaydı bu nedenle aldınız ama giymediğinize göre artık dolabınızda yeri yok.
Bunun gibi, içinde rahat edemediğiniz için çok az giyilmiş ürünlerin tümünü elden geçirin. Bu işlemi yaparken olabildiğince acımasız olun. Elden çıkaracağınız ürün gruplarının özelliklerini bir kenara not alın. Örneğin ‘V yaka kazak’, ‘turuncu renk her şey’ ya da ‘siyah kalem etek’ gibi. Yazdığınız bu notu dolabınızın kapağına yapıştırın. Bir sonraki kıyafet alışverişinizde notu mutlaka yanınıza alın. Unutmayın bunlar ‘satın alınmayacak’ olanlar.
Dolabınızda alışverişe çıkın. Geride en sevdiğiniz ve içinde en mutlu hissettiğiniz parçalar kalmış olmalı. Neden onları seviyorsunuz? Ortak özellikleri ne? Bu sorulara cevabınız hazırsa kişisel stil oluşturmaya hazırsınız demektir.
Aşama 3: Farklı stillerden ilham alın
Romantik, minimalist, bohem, maskulen, sofistike … Var olan farklı stillerden ilham alarak kişisel stil oluşturmanın vakti geldi. Her ana stilin belli başlı göstergeleri vardır, örneğin karpuz kollar, bebe yaka, kadife dokulu kıyafetleri seviyor, etek ve elbiseden vazgeçemiyorsanız tarzınız romantik ve feminen, kalıplı gömlek ve pantolonlar hoşunuza gidiyor, pantolon askılarına bayılıyor, alışverişe çıktığınızda gözünüz erkek reyonlarında kalıyorsa tarzınız; maskulen, az takı kullanmayı tercih ediyor, renklerde monokrom (tek bir rengin farklı tonlarını bir arada kullanmak) geçişleri seviyorsanız tarzınız minimalist tarza yakındır.
Kişisel stil dediğimizde aklımıza hep ayakkabı, kabanlar, elbiseler gibi parçalar gelse de detay gördüklerimiz de stili tamamlayan ana etkenlerdir. Saçınızı nasıl topladığınızdan, ayakkabınızın içine giydiğiniz çoraba, çantanızı taşıma şeklinizden, dövmenizin duruşuna kadar birçok minik detay aslında ana parçalarınız kadar önemli. Sadece büyük parçalara odaklanmak yerine ufak detaylarla da kişisel stilinizi oluşturmaya destek olun. Bolca görsel bakın ve notlar alın.
Dolabınızda yaptığınız analiz ve edindiğiniz bilgiler ışığında internet sayfalarını gezip en sevdiğiniz ve tarzınız olduğunu düşündüğünüz parçalara göz atın, diğer insanların bu parçaları nasıl kombinlediklerini inceleyin. Elinizdekilerle neler yapabilirsiniz, ne gibi farklı ürünlere ihtiyacınız var göz atın. Mağazaları bu bakış açısıyla dolaşın, alışveriş yapmak durumunda değilsiniz. Bakıp beğendiğiniz ürünleri bulun ve mutlaka deneyin. Bana olmaz demeyin. Kısacası eğlenmeye bakın!
Kişisel stil oluşturmak konusunda kitaplardan da destek alabilirsiniz. Coco Chanel’in yaşam öyküsü çerçevesinde kendi stilinizi oluşturmak için ilham alabileceğiniz, Zeynep Tütüncü Güngör’ün kaleme aldığı Moda Geçer Stil Kalır kitabına göz atabilirsiniz.
Rüzgar Mira Okan’ın kaleminden Kendi Stilini Yarat ise faydalı olabilecek bir diğer kitap.