
Lohusalık Dönemini Kolay Atlatmak İçin İpuçları
Lohusalık dönemi anneleri hem fiziksel hem de ruhsal açıdan zorlayan bir dönem. Tıbbi olarak altı haftayla sınırlandırılsa da aslında aylar süren bu süreçte anneler; uykusuzluk, yorgunluk ve yeni hayata alışmaya çalışmanın getirdiği endişelerle zorlanabiliyor. Bazı basit önerilerle bu dönemi daha az hasarla geçirmek mümkün.
Kendi ihtiyaçlarınızı göz ardı etmeyin
Gerek doğum öncesi hazırlıklar gerek doğumla birlikte başlayan koşturmaca, lohusalık dönemini anneler için çok yorucu hale getiriyor. Bu özel dönemin daha kolay atlatılması için annenin fırsat buldukça dinlenmesi gerekiyor. Yine bu dönemde annelerin uyku düzeninde zorunlu değişiklikler oluyor. Her şeye rağmen yeterli uykuyu almaya özen göstermek gerekiyor. Bunu için lohusaların en sık karşılaştığı tavsiyelerden biri “Bebek uyudukça sen de uyu.” Zor olsa da uygulandığında yaşam kalitesini artıran bir tavsiye bu.
Sağlıklı beslenmenin önemi her dönemde tartışılmaz, fakat lohusalıkta beslenme daha büyük önem taşıyor. Annenin beslenmesi süt üretimini ve bebeğin sağlıklı gelişimini de etkiliyor. Süt artırma kaygısıyla kalorisi yüksek besinler yerine daha sağlıklı yiyecekleri tercih etmek gerekiyor. Bu dönemde anne doğum öncesi aldığı kilolardan hızla kurtulmak istiyor. Diyet yapmanın çok da önerilmediği lohusalık döneminde annenin yeterli proteini almaya özen göstermesi gerekiyor.
Uzmanlar bu dönemde özellikle bol su içilmesi gerektiğini vurguluyor. Anne sütünü arttıran en temel ögenin alınan sıvı miktarı olduğu belirtiliyor. Gün içerisinde 2,5-3 litre su ve şekersiz sıvı tüketmek gerekiyor. Annenin günlük beslenme ihtiyacını süt ve süt ürünleri, meyve ve sebzeler, tahıl grupları ve yumurta, et vb. besin grupları karşılıyor. Lohusalık döneminde 5-6 porsiyon meyve veya sebze tüketmesi öneriliyor. Bunun yanı sıra 5-8 porsiyon tahıl gruplarından, 3-4 porsiyon et veya süt gibi proteince yüksek besinler tüketmesi annenin günlük gereksinimi karşılıyor.
Bebekli hayatın içinde başka uğraşlara vakit bulmak zor olsa da egzersiz yapmak, kilo kontrolünü kolaylaştırıyor. Bunun yanında egzersiz sırasında salgılanan serotonin hormonu mutluluk veriyor, lohusa depresyonundan koruyor. Egzersiz yaparken ağırlık kullanmak ve uzun süre ayakta kalmaktan kaçınmak gerekiyor. Ağır sporların pek önerilmediği bu dönemde annelere; bebeği ile birlikte yürüyüş yapması veya pilates, yoga gibi hem bedenin hem de ruhunu dinlendirecek sporları tercih etmesi tavsiye ediliyor. Pilates veya yoga sporuna başlamayı düşünüyorsanız; Hepsiburada Spor Outdoor kategorisine göz atabilirsiniz.
Lohusalık döneminde egzersiz yapmak anneyi hem fiziksel hem de psikolojik açıdan rahatlatıyor.
Stresten uzak durmaya çalışın
Bebeğin ihtiyaçlarını karşılamaya odaklı bu yoğun dönemde annenin kendisine stres atma fırsatı tanıması, dönemin daha kolay atlatılmasını sağlıyor. Araştırmalar annelerin % 70-80’inin lohusalık üzüntüsü, % 10-13’ünün ise lohusalık depresyonu yaşadığını gösteriyor. Anneler kendilerini mutsuz, çaresiz ya da tükenmiş hissedebiliyor. Lohusalık depresyonu kendini sinirlilik, gerginlik, uykusuzluk, yorgunluk, dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü, kendine güven kaybı, bebeğe ilginin azalması şeklinde gösterebiliyor. Hayattan keyif almadığınızı, yaşadığınız durumun yalnızca üzüntü değil depresyon olduğunuzu düşünüyorsanız bir uzmanda yardım almalısınız.
Lohusalık döneminde aşırı yorgunluk, tükenme ve hormonal değişimler nedeniyle doğun sonrası depresyon yaşanabiliyor.
Stres atabilmek için gün içinde zor olsa da size keyif veren şeylere vakit ayırın. Sevdiğiniz dizinin birkaç bölümünü izleyin, kitap okuyun, arada bir iki-üç saatliğine de olsa arkadaşlarınızla buluşup sohbet edin. Her gün kısa da olsa yürüyüşe çıkın, başka şansınız yoksa bebeğinizi kanguruyla taşıyarak onu da bu yürüyüşlerinize dahil edebilirsiniz. O kanguruda uyurken siz hareket etmenin ve kafa boşaltmanın keyfini yaşayabilirsiniz. Evde size yardım edebilecek birileri varken sıcak bir duşun altına girin ve uzun bir banyo keyfi yapın.
Duygularınıza izin verin
Lohusalık döneminde bazı zor duygularla baş etmeniz gerekebilir. Kendinizi yetersiz bulabilirsiniz, bebeğinize iyi bakamadığınızı düşünebilirsiniz, hatta bebeğinizi yeteri kadar sevmediğinizden dahi endişe edebilirsiniz. Bu dönemde hormonal değişimler ve tamamen yepyeni bir hayata adım atmanın gerginliğiyle her türlü olumlu ve olumsuz duyguyu doruklarda yaşamanız normal. Duygularınızdan ve onları ifade etmekten korkmayın. Mümkünse sizden önce benzer deneyimler yaşamış arkadaşlarınızla telefonda da olsa uzun sohbetler edin. Bilin ki bu duyguları pek çok yeni anne yaşıyor. Yalnız değilsiniz ve hepsi geçecek.
Yardım istemekten çekinmeyin
Anne son derece yoğun ve yorgun olduğunuz bu dönemde bebek bakımı ve ev işleri konusunda yardıma ihtiyaç duyabiliyor. Yakınlarınızdan yardım istemek, onların desteğini almak bu dönemi atlatmada büyük önem taşıyor. Ev işleri konusunda da yakınlarınızdan yardım istemekten kesinlikle çekinmeyin. Aile büyükleri, arkadaşlar, komşular gibi size destek olmaktan mutlu olabilecek yakınlarınızın yardım tekliflerini asla geri çevirmeyin. Hatta bu konuda doğumdan önce bir planlama yapmak en mantıklısı. İlk günler annenin yanında kimler olacak, yemek hazırlığı ve ev işleri konusunda kimlerden destek alınacak? Tüm bu detayları düşünerek bir yardım planı hazırlamak doğumdan sonra hayatınızı çok kolaylaştırır. Maddi durumun elverdiği durumlarda, doğum sonrasında anneye destek olabilecek birinin ücret karşılığında çalıştırılması da ihtimaller dahilinde değerlendirilebilir. Eşinizi ise bu dönemde gerektiğinde yardım alınacak bir kişi gibi görmekten öte, tüm sorumluluğu eşit paylaşmanız gereken bir müttefikiniz olarak düşünün.
Lohusalık döneminde ev işleri ve yemek konusunda biraz esnek davranabilir, onlardan arta kalan zamanı dinlenmeye ya da daha keyifli şeyler yapmaya ayırabilirsiniz.
Ayrıca doğum sonrasında anne kendisine bir süre dağınık kalma konusunda izin verebilir. Bırakın mutfakta bulaşıklar biriksin, ev biraz dağınık olsun… Yemekleri arada bir dışarıdan sipariş edin… Hiçbir ev işi sizin ve bebeğinizin iyiliğinden önemli değil.