ÜST

Saç Renginizi Nasıl Korursunuz?

https://www.pexels.com/photo/woman-in-black-leather-jacket-standing-before-green-leaved-trees-160627/

Sezonun en iddialı rengini seçtiniz, teninizle uyumu, modelle ahengi mükemmel. Kuaförden hacimle dalgalanan saçlarla çıktınız ve gerçek hayata karıştınız. Fakat o da ne! Çok geçmeden o göz kamaştıran saç; aynada sönük, cansız, boyattığınız renkten bambaşka bir tonda karşınıza çıktı. Saçınızı boyatmadan önce akabileceğini düşünmüştünüz ama akan boyanın sizi bu denli yorgun ve bakımsız gösterebileceği aklınızın ucuna bile gelmemişti. Acil yardım gerekli. Peki ama nasıl? Saç renginizi korumanız ve uzun süre, kuaförden çıkarkenki kadar güven içinde dolanmanız için işinize yarayabilecek bazı tüyolar hazırladık. Önereceğimiz basit birkaç yönlendirme sayesinde hem neşeniz hem de o capcanlı renkler geri gelecek! Hem de acilen…

Altın Kural: Nitelikli Saç Bakım Ürünleri

Bunu aslında sadece boya akmasın diye değil, saçınızın yıpranmasını, değişen hava koşullarında zarar görmesini ve uçlarının kırılmasını engellemek için de yapmanız gerekiyor. Mümkün olan en nitelikli ve saçınıza en uygun ürünü kullanmak, işin birinci kuralı. Uzun süre canlı kalacak bir boya uygulaması için öncelikle kuaförünüze saçınız için hangi boyayı seçtiğini sormalısınız. İçeriğinde doğal yağlar bulunan, amonyak içermeyen, organik muhteviyatlı ürünler, saçınıza aynı zamanda nem de kazandıracağından renginin hızlı bir şekilde akmasını engelleyecektir. Eğer saçınızı evde kendi aldığınız boya ile boyamayı düşünüyorsanız; alacağınız boyanın içeriğini mutlaka gözden geçirin. Amonyak ve paraben içermeyen, doğal yağlarla zenginleştirilmiş organik boyalar kullanmaya özen gösterin. Çünkü ipleri baştan sıkı tutmakta fayda var! Her ne kadar boyanın solmasını %100 engelleyemeyecek de olsanız; geciktirmek için yapabileceğiniz en temel önlem bu. Sonrasında iş yine size kalıyor. Şampuan ve saç kremi seçiminizde önemli bir kriteri göz ardı etmemelisiniz. Bu ürünleri boyalı saçlar için özel olarak tasarlanmış olanlar arasından seçerseniz iyi olur. Nitelikli saç bakım ürünleri kullanmak hem saç renginizi koruyacak hem de kabarmayan, dengeli ve canlı bir görünüm sağlayacaktır. Özel olarak formüle edilmiş şampuan ve saç kremlerine ek olarak, yine saçınızın rengini koruyan ve yıkama sonrası bakım için kullanabileceğiniz bazı yan ürünlere de ihtiyacınız olacak. Kına özü, mango yağı, üzüm çekirdeği yağı, robusta kahvesi, çinko, argan yağı gibi solmaya karşı direnç gösteren içerikteki maskeler, bakım serumları ya da spreyleri iyice inceledikten sonra hayatınıza sokmanız gerekiyor. Su partiküllerini nötralize ederek saç rengini korumaya alan ve UV filtreleri ile saçı dış etkenlerden koruyan ürünleri tercih etmek saçlarınız için yapabileceğiniz en faydalı şeylerden biri olacaktır. Unutmayın, saçınızı ne kadar iyi beslerseniz ve renk pigmentlerini ne kadar doğru biçimde saçınızın içine saklarsanız, akma ve solma ile o kadar geç karşılaşırsınız.

Yıkanma Rutininizi Değiştirin

Artık boyalı bir saçınız olduğuna göre; kafanıza esen her an duşun altına girip, dakikalarca suyun altında kalmak yok! Uzmanlar saçınızdaki doğal yağları korumak için haftada maksimum 2 kez yıkamanızı ve şampuanlamanızı öneriyor. Ayrıca saçınızı boyattıktan hemen sonra yıkamak için minimum 48 saat beklemelisiniz. Renk iyice saçla bütünleştikten sonra yine sık olmayacak şekilde yıkama rutininizi ayarlamanız gerekiyor. Duş alacağınız zaman saçınızı iyice tepede toplayabilir hatta bir bone takarak ıslanma riskini minimuma indirebilirsiniz. İki haftada bir uygulayabileceğiniz bir başka yöntem ise saçınızı çok soğuk su ile kendine getirmek olmalı. Dayanabildiğiniz kadar soğuk suyla durulama yaptığınızda saçlarınızın canlanıp, ışıldadığını farkedeceksiniz. Bir tür saç detoksu gibi! Sıcak su ise saç rengini açtığından yanına bile yaklaşmayacaklarınız arasında. Saçınızı yıkayacağınız günlerde ise ılık su kullanabilirsiniz.

Kuru Şampuan Mucizesi

Belki de pek çoğunuzun henüz tanışmadığı, ne işe yaradığını bile bilmediği bir ürün kuru şampuan. Ancak burada anlattıklarımızdan sonra bugüne kadar nasıl olup da kullanmadığınıza hayret edeceksiniz. Saçları çok kısa bir sürede temiz, hacimli, bakımlı gösterme özelliğine sahip bu ürünün çaktırmadan yaptığı bir görevi daha var. O da, boyalı saçların canlılığını korumasına yardımcı olmak. Aslında saçınızdaki boyanın akmasını önlemek için sık yıkamamanız önerildiğinden kuru şampuanlar sizin için bir gereklilik! Sık yıkanmadığı için yağlanan ve sönük görünen saçları kuru şampuanla ayağa kaldırırsanız saçınızdaki boyayı da dolaylı yoldan korumuş olursunuz. Saçları ilk yıkandığı an gibi hacimli, parlak ve dinamik hale getiren bu ürün sadece birkaç dakika içinde mucizeler yaratıyor. Ancak diğer yandan; kuru şampuanlar saçın nemini büyük ölçüde emdiğinden, bu süreçte saçınıza nemini geri verecek bir başka bakım ürünü de kullansanız iyi edersiniz. Kuru şampuanın kullanımı da gayet basit: Bir adet kuru şampuan edindikten sonra başınızı öne eğip saç köklerine doğru uygulamanız ve hafif bir masajla tüm saça yedirmeniz kâfi.

Kötü Hava Koşullarından Uzak Durun

Aşırı soğuk havalar, yoğun güneş ışınları, yağmur, kar, fırtına gibi normalin dışındaki hava koşulları boyalı saçlar için ciddi birer düşman. Önce yaz aylarında güneş ışınlarının saçlarınız üzerindeki etkisini konuşalım. Aşırı güneş, tuzlu ve klorlu sular saçın nemini kaybetmesine neden olduğu için rengin çok hızlı bir şekilde değişmesine yol açıyor. Bu yüzden öncelikle güneş ışınlarının çok dik geldiği zamanlarda saatlerce güneş altında durmamaya özen göstermelisiniz. Günlük bakım için de tercih edebileceğiniz UV filtresi, güneşin zararlı ışınlarının saçınıza zarar vermesine engel oluyor. Soğuk havalarda saçımızın en büyük düşmanı ise saç kurutma makineleri. Üşümemek ve hasta olmamak için her banyo sonrası saç kurutmak, saç üzerindeki boyaların akmasına neden oluyor. Elbette saçınızı kurutmayın, ıslak bırakın diyemeyiz, ancak yardımcı ürünlerden destek almanız şart. Saçı besleyen, kaybettiği nemi geri kazandıran bakım kremlerini, saçlarınızı kurutmadan önce özellikle uçlarına yoğunlaşarak uygulayabilirsiniz. Yumuşacık ve özgürce dalgalanan saçlar için doğadan ilham alınarak tasarlanan; paraben, gluten, parafin ve renklendirici içermeyen ürünleri tercih edebilir, antioksidanların gücünden faydalanabilirsiniz.

Kızıl Saçlara Özel İlgi

Saç rengi ve renk bakımı denildiğinde tüm gözler kızıl saçlara dönüyor, çünkü onlar maalesef bu konuda herkesten daha çok çaba sarfetmeliler. Kızıl saçı tercih edecekseniz kuaföre gidip bu değişimi başlatmadan önce saçınıza sıkı bir bakım yapmalısınız. Örneğin, boyamadan bir hafta kadar önce nemlendirici yağlardan oluşan bir saç maskesi uygulayabilirsiniz. İyice dinlenip yeterli neme ulaştıklarından, dipten uça kadar aynı yumuşaklıkta olduklarından emin olduğunuzda artık hazırsınız demektir. Kızıl saçların diğer renklere göre daha hızlı solmalarının sebebi, moleküllerinin daha büyük olması olarak açıklanıyor. Molekül büyüklüğü kızıl rengin saça derinlemesine nüfuz etmesine müsade etmediğinden, dışarıdan gelen etmenler sayesinde hızlıca saça veda ediyorlar. Eğer kızıl ton seçiminde yoğun renkler seçip, yan ürünlerle bakımınıza azami özeni gösterirseniz, kızılı en ideal şekilde taşıyabilirsiniz. Kızıl saç boyasını daha uzun süre koruyabilmenin bir diğer yolu da durulama esnasında saçınıza bir miktar üzüm sirkesi sürmek. Böylelikle boya daha geç akıyor ve parlaklığını uzun süre koruyor.

Beslenme ve Saç Bakımı İlişkisi

Nasıl ki sağlıklı bir vücut, sağlıklı bir beden için beslenme en önemli ön koşul; bu, saç için de aynı şey geçerli. Saçlarınız sağlıklı değilse tabii ki üzerine sürdüğünüz boyayı kabul etmeyecektir. Dolayısıyla öncelikle sağlıklı saçlar elde etmeye çalışmalısınız. Bunu yapmak için de her şeyden önce beslenme konusunu ele almalısınız. Hemen şimdi karar verip, hızlıca bir saç diyetine girmek hiç fena fikir değil. Demir bakımından zengin yiyecekler kafa derinizi besleyip güçlendireceğinden, saçlarınızın da daha sağlam ve sağlıklı olmasını sağlıyor. Defilelerde saçları ışıldayan modellerinki gibi dinamik ve enerjik bir görünüm istiyorsanız süt, yumurta, tereyağı tüketiminizi gözden geçirmeli ve bunları öğünlerinize dengeli biçimde yerleştirmelisiniz. Yağsız etler, baklagil, balık, kabuklu yemişler, ıspanak, pazı gibi demir zengini besinler saçların yumuşak, ipeksi görünüm kazanmasına yardımcı oluyor. Uçlardaki kırılmaları önlemek içinse portakal, mandalina gibi bol C vitamin içeren yiyecekler tüketmek gerekiyor. Ceviz, keten tohumu, somon gibi kafa derisini besleyen besinler ise kurumayı önlüyor. Doğru ve dengeli beslenerek sahip olabileceğiniz güçlü saçlarınız, boyandığında da aynı şekilde güçlü ve parlak görünümünü koruyacaktır. Saç derisinin sağlıklı, parlak ve dayanıklı olması için tüketmeniz gereken besinlerden biri de havuç. İçerdiği A vitamini sayesinde saç derisini koruduğu gibi, saçın parlamasına da destek oluyor. Söz vitaminlerden açılmışken, saç için altın değerinde olan E vitaminini de saymadan geçmeyelim. Badem, fındık ve ceviz gibi kuruyemişlerin sağladığı E vitamini saçın kaybolan nemini geri veriyor. Saç diyetinizde listeden mutlaka çıkarmanız gereken şey ise şeker. Şekerli besinler saçlara vücudun en az diğer bölümlerine verdiği kadar zarar veriyor. Bu yüzden şekeri büyük oranda hayatınızdan çıkarsanız iyi olur.

Uygulayabileceğiniz Diğer Basit Çözümler

Kaliteli ürünleri kullanarak, saçınızın cinsine uygun bakım ürünleriyle rengini korumaya çalışarak ve tüm bunları rutin bir düzende uygulayarak saçlarınızı çok daha canlı ve parkak tutabilirsiniz. Ancak diğer yandan son derece masum görünen ve günlük hayatta yaptığınız pek çok pratik de saçlarınızın yıpranmasına ve dolaylı yoldan renklerinin akmasına sebep olabilir. Örneğin saçı sert ve hızlı hızlı fırçalamak! Özellikle banyodan sonra saçların açılması için onları taradığınızda ya da fırçaladığınızda, saçlarınızı tahmininizin ötesinde yıpratmış oluyorsunuz. Bunu önlemek için tarama kolaylaştırıcı bakım spreylerinden kullanabilirsiniz. Böylelikle iç içe geçip karışmış saçlarınız onlarca fırça darbesine maruz kalmadan kolaylıkla açılacak ve saçlarınız da rahat bir nefes alacaktır. Bunun dışında tıpkı fön makinası gibi maşa ya da saç düzleştirici tarzında aşırı ısı veren aletler saçı ciddi anlamda yıpratıyor. Yıpranmış ve cansız saçlardan hızlı ve kolayca akan boyalar da saçınızın solgun görünmesine sebep oluyor. Bunun çözümü de yine son derece basit: Sürekli olarak aynı noktaya ısı uygulamaktan vazgeçebilirsiniz. Kurutma makinasını normalde tuttuğunuzdan biraz daha uzaklaştırıp farklı noktalarına hava yollayarak verilen hasarı en aza indirmeniz mümkün. Eğer hava şartları uygunsa makine ile kurutmak yerine saçınızı örerek de şekil vermeyi deneyebilirsiniz. Eğer günlerden cumartesi ise ve düz fön çektirmekten başka şansınız yoksa ısıya karşı koruyucu sprey almak için daha fazla beklemeyin. Isı sebebiyle elektriklenen, kırılan saçların daha az hasar görmesine yardımcı olan ürünün kullanımı da gayet kolay. Saçınıza yetecek kadarını avcunuza sıkıyorsunuz ve tıpkı köpük ya da krem sürer gibi tüm saçınıza yediriyorsunuz. Tabii, bu ürünü kullanıyor olsanız da, fön makinasının ısı ayarını yine düşürmeniz gerekiyor. Aksi taktirde hem derinizin hem de saçlarınızın kuruduğuna şahit olacaksınız. Boyama işleminden kaynaklanan sorunlarınızı tüm bu detaylara dikkat ederek bertaraf edebilir, derinlemesine bakım sayesinde saç renginizi ilk günkü gibi kullanmaya devam edebilirsiniz.