Yükselen Trend: Modada Maksimalizm
Yüzyıllar boyunca özellikle soylular ve toplumun belirli kesimleri tarafından benimsenen giyim stilleri, 20. yüzyılla birlikte yerini hızla değişmeye ve şekillenmeye başlayan moda akımlarına bıraktı. Sanat ve mimari alanındaki değişimler, toplumun belirli kesimlerinde sivrilen alt kültür grupları modanın gelişmesinde ve karakter kazanmasında önemli rol oynadı. Hippi modasından punk giyim kültürüne, özgün sokak modasının sesi olan alternatif stilden preppy tarzına kadar birçok giyim şekli 1900’lü yıllar boyunca moda sahnesini süsleyen akımlar olarak ortaya çıktı. Bu akımlardan en dikkat çekeni ise maksimalist giyim tarzı denebilir. Abartının ve şatafatın sonuna kadar hüküm sürdüğü maksimalist giyimin, 60’lı yılların minimal giyim akımına karşı bir duruş olarak benimsendiğini söylemek yanlış olmaz. 1920’li yıllarda kabul görmeye başlayan bu trend, 80’li yıllarda ise zirve yaptı. 20’li yılların parıltılı ve ışıltılı tasarımları 80’li yıllarda daha gösterişli formlarda karşımıza çıktı.
Oldukça cesur ve göz alıcı bir stile öncülük eden maksimalizm giyim akımı; canlı renkler, bol şaşaa ve gösterişli aksesuarlar kullanmakla eş anlamlıydı. Modanın aşırı dikkat çekme isteğine uygun bir tarza sahip olan maksimalizm sadece moda alanında değil, mimari ve dekorasyon alanında da dönemin başrol oyuncusuydu adeta. Aşırı derecede karmaşa şeklinde tanımlanan bu trend, modanın aslında eğlenceli bir tavırla yakın ilişki içerisinde olduğunu da kanıtlar nitelikteydi.
80’ler ve Maksimalizm

Kaynak: timeincuk
Maksimalizmin zirvesi olarak adlandırılan 80’ler; büyük formlu omuzlar, bolca aksesuar, abartılı silüetler ve parlak renklerle doluydu. 1980’li yıllarda moda ve mimari alanında trendlerin tanımı aşırılık ve abartı gibi kelimelerle şekilleniyordu. Her şeyin büyük, cesur ve son derece göz alıcı olduğu bu yıllar; tek omuzlu kıyafetler, pullar, payetler ve neon renklerle eş anlamlıydı. Maksimalizm akımı olarak nitelendirilen 80’ler modasının anahtar parçaları arasında iddialı renkler dikkat çekiyordu. Altın, kobalt, fuşya ve eflatun gibi renklerin patlama yaptığı bu dönemde neon renkler de oldukça revaçtaydı.
Büyük formlu omuzların adeta altın çağını yaşadığı 80’li yıllarda vatka ve abartılı kol tasarımları olmazsa olmaz unsurlar arasındaydı.
Çekici silüetlere sahip ceket, bluz ve montlarda ihtişamlı desenler ve hayvan baskıları da popülerdi. Payetli kıyafetler heyecan verici akşam buluşmalarında ve gösterişli davetlerde bolca kullanılırdı. Daracık taytlar, saç bantları, tozluklar ise dönemin sportif detaylarında bile göz alıcı bir stilin baskın olduğunu vurgular nitelikteydi. Dönemin saç ve makyaj eğilimleri de elbette yoğun ve dikkat çekiciydi. Aşırı bukleler, dalgalar ve hacimli modellere yoğun kıvamda göz farları, parlak allıklar ve cesur renkte rujlar eşlik ediyordu.
Karşıt Akımlar: Minimalizm ve Maksimalizm

Kaynak: kateymon
1960’lı yılların minimal tavrına karşı oluşan maksimalizm, sadeliğin zıttı olan formlar ve tasarım anlayışı ile minimalizme bir tepki olarak doğdu. Rafine ve yalın bir estetik yerine dikkat çekici ve aşırılıklarla dolu bir anlayışa sahip olan maksimalizm, abartılı şıklığın en üst seviyede gözler önüne serilmesi anlamına geliyor. Nesneyi ön planda tutan minimalizmde nötr renkler ve yalın çizgiler baş tacı iken, maksimalizm kat kat formları ve şaşaalı dokuları ile gösterişin gövde gösterisi haline dönüştüğü bir döneme işaret ediyordu.
Düz hatlara sahip kesimler, keskin formlar ve yalın bir görünümün moda olduğu 60’lı yıllardaki sadelik anlayışı, maksimal ruhlu 80’lerin ileriki yıllarda ortaya çıkmasında kuşkusuz etkili oldu. 1960’lı yıllarda kumaş, desen ve renklerde tutucu bir tavır takınan moda, olabildiğince az aksesuar ve rafine bir stil diline sahipti. Bu anlayışa zıt bir yaklaşım olan 80’lerden sonra gelen 90’larda da sadeleşmenin izlerine rastlamak mümkündü. Abartıdan uzak sportif parçalarla şekillenen 90’lar modası, önceki on yılın gösterişine tezat şekilde minimalizmi yeniden moda trendlerinde ilk sıraya koydu.
Abartılı Şıklık Trendini Günlük Giyim Stilinize Adapte Etmenin Yolları

Kaynak: bustle
Maksimalizm trendine sempati duyan biriyseniz kat kat giyinmek ve aksesuar kullanmak konusunda ince bir zevke sahip olmanız şart!
Maksimalizm trendine sempati duyan biriyseniz kat kat giyinmek ve aksesuar kullanmak konusunda ince bir zevke sahip olmanız şart! Aksi takdirde bu trendi günlük giyim stilinize adapte ederken rüküş görünme ihtimaliniz oldukça yüksek. Nakış ve süslemeleri bir araya getirmek, farklı baskı ve dokuları uyumlu bir şekilde kullanmak kolay olmasa gerek. Son dönemlerin maksimalist moda trendlerinde kendine yer edinen baskıları, işlenmiş parçalarla karıştırmak göze hoş gelen bir stil elde etmenize yardımcı olabilir. Şık bir davette seçiminiz payetli kısa siyah bir elbise, halka küpeler ve göz kamaştıran yüzükler olabilir. Ya da tek kollu kısa elbiseleri payetli çoraplarla bir arada kullanmayı deneyebilirsiniz.
Maksimalizm giyim trendini günlük hayatınıza adapte etmek için, işe logolu bir t-shirt’ü, renkli tüvit bir etek-ceket takımı ile kombinlemekle başlayabilirsiniz. Birbiriyle alakasız gibi görünen bu iki parça maksimal bakış açınızı geliştirmek için iyi bir başlangıç olabilir. Şeritli ve geometrik desenli ceketlerinizi, uyumlu renkte baskılı bluzlarla eşleştirerek maksimal bir tavır segilemeniz mümkün. Pantolon ve etek tercihinde ise sade parçalara yönelebilir, aksesuarlarla kombininize daha fazla şaşaa katabilirsiniz.
Maksimal moda anlayışında aksesuarları bolca kullanmakta özgürsünüz. Üst üste takılan farklı boylardaki 5-6 kolye ile maksimalizm trendini aksesuarlarla uygulamak mümkün. Yine farklı renklerdeki bluzlara ve çiçek desenli kimonolara bu trendde sıklıkla yer verebilirsiniz. Renkli çoraplar, gösterişli çantalar ve şapkalar da abartılı şıklıkta kullanabileceğiniz nitelikte detaylara örnek olabilir. Maksimalizmi gündelik hayatınıza uyarlarken desenlerde ve renklerde belli bir uyum yakalamak ve modern bir estetik algısı geliştirmek bu işi kıvırmanızda en önemli ayrıntıyı oluşturuyor.