Kendi Işığında Yanan Adam: Tanıdığım Metin Erksan
“Dört evlilik yapmış, hiç çocuğu olmamış, öfkeli ve yalnız bir adam”
Türk filmlerinin unutulmaz yönetmenlerinden biridir Metin Erksan. 1929-2012 yılları arasında ömür sürdü ve unutulmaz filmler bıraktı bize. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin Sanat Tarihi bölümünden mezun olduktan sonra 1947 yılı itibariyle dergi ve gazetelerde sinema yazıları yazdı. 1950 yılında Yusuf Ziya Ortaç’ın Binnaz adlı oyununu beyazperdeye uyarlayarak sinema sektörüne adımını attı. 1952 yılında senaryosunu Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yazdığı Karanlık Dünya, Âşık Veysel’in Hayatı ilk filmi oldu. Ve sonrasında edebiyat uyarlamalarıyla taşra hayatını sinemaya yansıtmaya çalıştı. Seksen üç yıllık hayatını kısa ve uzun metrajlı filmler, belgeseller, senaryolar, kitaplar ve ödüllerle doldurdu. Susuz Yaz, Yılanların Öcü, Sevmek Zamanı filmleri, verdiği onca kıymetli eser arasında aklıma ilk gelenler…
Doktor, yazar ve oyuncu Ercan Kesal, İletişim Yayınları tarafından 2018’in Kasım ayında yayımlanan Kendi Işığında Yanan Adam – Tanıdığım Metin Erksan kitabıyla ustası olduğunu her daim belirttiği Erksan’ı kendi özgün üslubuyla anıyor. Okuru ile ahbaplık kuran yazarlardan biri Ercan Kesal. Bildiği bir dönemi mütevazı tonuyla anlatarak hafızalarda ışık olmayı her daim tercih etti.
Usta-çırak anlatısının bir örneği
Ercan Kesal, kitabına “Metin Abi”sini anlatarak başlıyor. Bu kısa anlatım, Türkiye’ye dair pek çok gerçeği bize birkaç cümlede sunuyor. Memlekette adı her daim sağcı, solcu, Atatürkçü, milliyetçi ve akla bir nefeste gelmeyen benzeri türlü yaftalarla anılmış yönetmenlerden biri Metin Erksan. Sinemadan kazandığını sinemaya yatırmış, hatta evinin mobilyalarını satıp film çekmiş, işine böylesi tutkuyla bağlı bir insan.
Ercan Kesal’ın kendisiyle tanışması 1992 yılına dayanıyor. Teşvikiye’de kurdukları yeni psikiyatri merkezinde Sevmek Zamanı filmini göstermek ve ardından kendisiyle söyleşi yapmak istiyor Kesal. Arkadaşları yapamayacağını iddia ediyor, Erksan’ın aksiliğinden dem vuruyorlar ama Kesal vazgeçmiyor. Birkaç kapı dolaştıktan sonra Erksan’ı buluyor. Hikâyenin bundan sonrası, kitabın sayfaları arasında.
Kitap, iki ayrı yaşam öyküsünden ve 1992’den sonra çok yol kat etmiş bu dostluğun kısa anlatılarından oluşuyor. Dönemin politik ve sosyal olayları da elbette bu hikâyelerin içine sızıyor. Ercan Kesal, Metin Erksan’ın çevresinde olup bitene bakış açısını, hayatını, sinemadan bağımsız ele alıyor. 1990’lı yılların başında İstanbul’a gelen ve sinema sektörüne girmek isteyen Kesal’ın özyaşam öyküsünden kesitler de okuyoruz; evliliğinden çocuğunun doğumuna, belediye başkanlığı adaylığından yer aldığı filmlere uzanıyor satırlar.
“Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk”
Bu kitapta Erksan’ın bilmediğimiz yönleri ortaya çıkıyor. Örneğin her âşığın diline pelesenk olan “Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk” dizesinin ona ait olduğunu öğreniyoruz. Hayatı boyunca sansüre uğramış, bununla mücadele etmiş yönetmenin, sınıf farkını çok sert biçimde ortaya koyduğu Sevmek Zamanı filmi için “İlk defa rahat bir nefes alarak bir film yaptım, o da Sevmek Zamanı’dır!” dediğini duyuyoruz. Tutkusunu filmlerinden okuduğumuz yönetmeni Ercan Kesal, “Dört evlilik yapmış, hiç çocuğu olmamış, öfkeli ve yalnız bir adam” olarak tanımlıyor. Bunun neden böyle olduğunu, kitabı okurken anlayabiliyorsunuz.
Hepsiburada’nın YouTube kanalı Hepsi TV’de yazar söyleşileri yapan Yekta Kopan’ın konuklarından biri olan Ercan Kesal, bu kitabı nasıl ve neden yazdığını ayrıntılarıyla anlatıyor.
Kopan, Kesal ve Erksan ilişkisini “yarenlik” olarak tanımlıyor. Kesal, Erksan’ın kitabında uzun uzun anlattığı Metin Erksan’ın bilinmeyen yönlerine bu sohbette de değiniyor.
Ercan Kesal kimdir?
1959 Avanos, Nevşehir doğumlu. 1984 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzun yıllar Anadolu’nun ilçe ve köylerinde sağlık ocağı hekimliği yaptı. Serbest hekimliğe başladığı yıllarda uygulamalı psikoloji ve sosyal antropoloji eğitimleri aldı. İlk şiir ve yazıları, tıp fakültesi öğrencisiyken İzmir’de çıkan Dönem dergisinde yayımlandı. Mecburi hizmet yıllarında Son Reçete dergisinde söyleşiler yaptı, yazılar yazdı. 1990 yılından sonra geldiği İstanbul’da, Era Yayınları’nın kurucularından oldu. Şizofrengi’de yazdı. Radikal ve BirGün ga- zetelerinde hikâyeleri ve denemeleri yayımlandı. Senaryolar yazdı. Uzak filmindeki rolüyle başlayan sinema serüveni daha sonra birçok filmde oyuncu ve senarist olarak devam etti. İletişim Yayınları’ndan 2013’te Peri Gazozu, 2015’te Nasipse Adayız, 2016’da Cin Aynası ve 2017’de Bozkırda Bir Gece Yarısı (Behnan Shabbir’in çizgileriyle) adlı kitapları yayımlandı. Söyleşileri 2017’de “Aslında…” adıyla kitaplaştı. Nuri Bilge Ceylan’ın Bir Zamanlar Anadolu’da filminin hikâyesini anlatan Evvel Zaman’ın yeni basımı da 2018’de İletişim’den çıktı. Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanan Zamanın İzinde isimli kitabı ise Enis Rıza’yla birlikte kaleme aldı.
Kendi Işığında Yanan Adam: Tanıdığım Metin Erksan – Ercan Kesal
İletişim Yayınları, 1. Baskı Kasım 2018, 139 Sayfa