ÜST

Harry Potter ile İlgili Bilmeniz Gerekenler

Harry Potter çağımızın en popüler serileri arasında yer alıyor. Hem kitapları hem de filmleri ile fenomen hâline gelen Harry Potter serisinin kendine has bir hayran kitlesi de oluştu. “Potterhead” şeklinde adlandırılan bu insanlar, serinin filmlerini defalarca izleyip kitaplarını birçok kez okumakla da yetinmiyor. Birçoğu, yaşama alanlarını da Harry Potter temalı posterler, figürler, tekstil ürünleri ve ev eşyaları ile donatıyor. Tam anlamıyla bir Potterhead olmak zorunda da değilsiniz elbette… Seriyi severek takip etmiş normal bir kitap okuyucusu ya da film izleyicisi de olabilirsiniz. Her hâlükârda, filmlerle ya da kitaplarla ilgili detaylar ilginizi çekecektir. Yazarın yaratım sürecini, film ve kitaplar arasındaki farkları, karakterlerin detaylarını ya da oyuncular hakkında pek fazla bilinmeyen ayrıntıları merak ediyorsanız yazımız tam size göre…

Olağanüstü Bir Hayal Gücü: J. K. Rowling

Kaynak: ichef.bbci.co

Joanne Kathleen Rowling, Harry Potter serisini yazarken, çok geniş ve detaylarla süslü bir fantastik evren yaratmıştır. Yazar kendi yaşam tecrübelerinden ilham alarak tasarladığı ilginç ayrıntılarla da okuyucularını şaşırtır. Bir dönem Portekiz’de yaşamış olan J. K. Rowling, bu esnada gözlem yaparak yaratıcı gücünü beslemeyi ihmal etmemiştir. Zira yazarın Hogwarts’taki ünlü merdivenleri, Porto’da yer alan Livraria Lello isimli tarihi bir kitap mağazasından esinlenerek yarattığı söylenir. Karakterlerin pelerinleri için de yine Porto’da gördüğü bazı öğrencileri örnek aldığı iddia edilmektedir. Seride yazarın kendi hayatına da göndermeler bulabiliriz. Bunun en belirgin örneği Harry Potter’ın doğum günüdür.

Harry Potter ve J. K. Rowling doğum günlerini aynı tarihte yani 31 Temmuz’da kutlar.

J. K. Rowling’in Harry Potter isimli fantastik bir seri yazma fikrinin ilk olarak nerede aklına geldiğine dair birçok rivayet var. En popüler rivayet, bu fikrin kalabalık bir tren yolculuğu esnasında çıktığı yönünde. Yazarın Hogwarts ismini yaratma öyküsü de ilginç. J. K. Rowling’in bu ismi Kew Gardens isimli botanik bahçesindeki bir bitki sayesinde bulduğu söyleniyor. Yazar sadece mekanları değil, karakterleri yaratırken de kendi hayatından bir şeyler katıyor. Bunun en güzel örneği ise Hermione karakteri. Hermione’nin “patronusu” bir su samuru ve bilin bakalım bu hayvanı başka kim çok seviyor? Evet, doğru cevap J. K. Rowling. Zaten yazar ile Hermione karakterinin birçok benzer noktası olduğu da hayranları tarafından sıklıkla dile getiriliyor.

Büyüleyici Bir Evren ve Etkileyici Karakterler

Harry Potter serisinin fantastik evreninin bu kadar ilgi görmesinin birçok nedeni var. Detaylara verilen önem ve ince bir şekilde işlenmiş karakterler bu nedenler arasında sayılabilir. Karakterlere ait ayrıntılara girdikçe seriden daha fazla keyif almanız da mümkün olacaktır. Örneğin Voldemort’un Fransızca dilinde “ölüm uçuşu” anlamına geldiğini bilmek, filmlerin takibi açısından işinize yarayabilir. Erised Aynası’nın adının bir kelime oyunu ile oluşturulduğunu öğrenmek de yazarın hayal gücüne duyduğunuzu saygıyı fazlasıyla artıracaktır.

J. K. Rowling bu aynaya isim verirken, aynaların kelimeleri ters göstermesinden faydalanmış ve dilek anlamına gelen “desire” kelimesinin tersini kullanmıştır. Aynanın, ona bakan kişilere, gerçekleşmesini dilediği arzularını gösterdiğini düşünürsek oldukça yaratıcı değil mi? Yazar karakterlerine isim koyarken de farklı seçenekler arasında gidip gelmiş. Mesela Hermione Granger için düşündüğü ilk isim Hermione Puckle’mış. J. K. Rowling ayrıca, Neville Longbottom için Neville Puff, Draco Malfoy için de Draco Spinks ismini düşünmüş. Serinin yazım sürecinde nelerin değiştiğini tam anlamıyla bilmemiz imkansız ama yazarın detaylara fazlasıyla özen gösterdiğini her kitapta rahatlıkla görebiliyoruz.

Fantastik Dünyanın Gerçekçi Oyuncuları

Film izlerken karakterlerle özdeşleşebilmek için oyunculukların samimi görünmesi büyük önem taşır. Harry Potter bunu fazlasıyla başarmış bir yapım. Oyuncuların performansı ile bolca övgü toplayan filmin çekimleri sırasında da set ortamında birçok ilginç durum gerçekleşmiş. Örneğin, Harry Potter’ı canlandıran aktör Daniel Radcliffe sette birçok asayı baget gibi kullanırken kırmış. Makyözler Harry Potter’ın yüzündeki şimşek biçimindeki yara izini tüm seriler boyunca yaklaşık 5800 kez yapmış. Bunların bir kısmı Daniel Radcliffe’e diğer kısmı ise dublörüne uygulanmış.

Görsel efektlerin ustalıkla kullanıldığı filmde oyuncular, gerçekte olmayan nesnelere bakarak rol yapmakta bir hayli zorlanmış.

8 filmlik seri için 25000 civarında kıyafet üretildiği biliniyor. Harry Potter karakteri de tüm seri boyunca 160’a yakın gözlük kullanmış. Filmdeki oyunculara dair en ilginç bilgi ise Shirley Henderson ile ilgili. Filmde bir Hogwarts öğrencisini canlandıran Shirley Henderson o sırada yaklaşık 36 yaşındaydı. Oyuncu bu sayede seride Hogwarts öğrencisi karakterini oynayan en yaşlı isimlerden birisi olmuştu.

Kitaplarda Olan ama Filmlerde Olmayan Detaylar

Harry Potter, modern kültürün önemli bir parçası hâline gelerek edebiyat ve sinema tarihindeki yerini aldı. Sinemaya uyarlanan birçok eserde olduğu gibi Harry Potter serisinde de film ve kitap arasında farklılıklar var. En iyi bilinen örnek kitaplarda Harry Potter’ın gözlerinin yeşil renkli olmasıdır. Ayrıca ilk kitapta Erised Aynası’ndaki görüntüde Harry; annesini, babasını, büyükannesini ve büyükbabasını görüyordu. Oysa filmde sadece anne ve babası görünmüştü. Yine ilk kitapta, heyecanın doruk noktaya ulaştığı satranç tahtası bölümünde Ron atın üzerinde değildi ama filmde atın üzerine çıkmıştı.

Tüm seriyi incelediğimizde kitapta olup filmlerde olmayan ya da film için değiştirilmiş birçok detay bulabiliriz. Bu nedenle birçok Harry Potter tutkunu için kitabın yeri ayrıdır. Ayrıntıları görmek ve karakterleri geniş bir perspektif ile ele alabilmek için de kitapları okumakta fayda var. Siz de Harry Potter Serisini ya da farklı türlere ait kitap çeşitlerini okumak isterseniz Hepsiburada’nın kitaplar kategorisine göz atabilirsiniz.