
Yaz aylarında çocukları nasıl giydirelim?
Ebeveynler, beğendikleri kıyafetleri çocuklarına alırken özellikle yazın bazı noktaları gözden kaçırabiliyorlar. Kıyafetlerin güzel olması kadar çocuklarımızın sağlığına etkileri, güneşten koruması da önemli. Bu nedenle miniklere kıyafet seçerken yalnızca içinde ne kadar şirin görüneceklerini değil, yaz sıcaklarında onlar için en iyi tercih olup olmadığını da düşünmeliyiz.
Yaz mevsiminde çocuklara rengarenk kıyafetler giydirmek çok eğlenceli gibi görünse de, düşünmemiz gerekenler ne yazık ki yalnızca renkler ve desenlerle sınırlı kalamıyor. Zira cazibesine kapılıp tercih ettiğimiz kıyafetler bazen çocukların sağlığı için en doğru seçim olmayabiliyor. Çocukların heyecanla beklediği yaz mevsiminin risklerini bertaraf etmek isteyen ebeveynler, bu yazıyı dikkatlice okumalı.
Ebeveynler, beğendikleri kıyafetleri çocuklarına alırken özellikle yazın bazı noktaları gözden kaçırabiliyorlar. Evet, çok alternatif var; evet, çocuk kıyafetlerinin albenisi ebeveynlerin başını döndürüyor. “Ah şu nasıl da yakışır kızıma,” “Bu tişört tam oğluma göre” cümleleri her anne-babanın alışveriş yaparken sarf ettiği cümlelerden. Fakat kıyafetlerin güzel olması kadar sağlıklı olması, çocukları rahat ve iyi hissettirmesi de önemli. O nedenle kıyafet seçerken biraz daha etraflıca düşünüp karar vermekte fayda var.
Gökkuşağının ”organik” renkleri
Yaz aylarında çocukları rengarenk giydirmek içimizi açıyor, ama sağlıklarıyla ilgili her detaya dikkat ettiğimiz, yemeklerini organik sebzelerle hazırladığımız, yoğurtlarını evde mayaladığımız, sularını bile kılı kırk yararak seçtiğimiz çocukların sağlığını kıyafet seçerken de düşünmeliyiz. İlk anda aklımıza gelmese de çocuğunuzun en sevdiği tişörtün sentetik boyasından vücuduna zararlı toksik maddelerin geçmesi mümkün.
Küflenmeyi ve kırışmayı engelleyen formaldehit, siyah kıyafetler ve boyanmış derilerde kullanılan p-Phenylenediamide gibi kimyasallar, çocuğunuzun hassas cildini tahriş edebilir ya da daha ağır sağlık sorunlarına yol açabilir.
Bu yüzden kıyafetleri mutlaka çocuğunuza giydirmeden önce yıkamalı, etiketlerini dikkatle okumalı, mümkünse organik boyalarla renklendirilmiş kıyafetler seçmeli ve ani bir reaksiyonla karşılaştığınızda hemen doktorunuzla görüşmelisiniz.
Koyu renklere kucak açın
Temel ilkokul bilgilerimiz bize yazın açık renk kıyafetlerin güneş ışınlarını ve sıcağı yansıttığını, koyu renklerin ise çektiğini söylüyor. Bu bilgi doğru olsa da, yaz için kıyafet seçerken hemen beyazlara el atmadan önce düşünmeniz gereken bir şey var. O da etrafımızda güneşten çok daha yakın bir ısı kaynağı olduğu: Vücudumuz! Ve beyaz kıyafetler dışarıdan gelen ısıyı yansıtarak bizi serin tutarken, vücudumuzdan gelen ısıyı da geri yansıtarak bedenimize geri veriyor. Bu sefer yansımanın yönü ters olduğu için, vücudunuzun yaydığı ısı kıyafetinizle bedeniniz arasında sıkışıyor.
Ayrıca koyu renk, daha sık dokunmuş kumaşlar, ince bir beyaz tişörte nazaran UV ışınlarına karşı da daha fazla koruma sağlıyor. Bu yüzden yaz aylarında çocuklarınıza kıyafet seçerken, koyu renkleri bir çırpıda elemeyin deriz. Siyah çok karanlık geliyorsa da kırmızılar, lacivertler var…
UV filtreli kumaşlar
Yaz aylarında güneş kremini asla unutmuyorsunuz, ama güneş kreminin etkisi de sınırlı sonuçta… Doktorlar bunun için güneş ışınlarının en kuvvetli olduğu 10.00-16.00 saatleri arasında direkt güneş ışığından uzak durmayı öneriyor.
Kıyafetler de burada yardımcınız olabilir. Yukarıda bahsettiğimiz koyu renk, sıkı dokunmuş kumaşların yanında, çocuklarınızı UV ışınlarından koruması için özel olarak üretilmiş kıyafetler de bulabilirsiniz. Bu kıyafetlerin güneşten koruma oranı UPF değeriyle belirtiliyor. 15 UPF değerine sahip bir kıyafet UV ışınlarının 1/15’ini geçiriyor demek. Dolayısıyla özellikle mayo alışverişinizde vücudun mümkün olduğu kadar fazla kısmını kapatan ve 30 UPF’nin üzerinde kıyafetler seçmeye çalışın. Kıyafetler yıkandıkça korumasının da azalabileceğini unutmayın. Bu yüzden yıkama aşamasında kullanma talimatına uymaya dikkat edin.
Ayrıca çamaşır yıkarken ekleyebileceğiniz, Tinosorb FD adlı özel bir maddeyle, çocuğunuzun kıyafetlerini 30 faktöre kadar güneşten korumalı hale getirmek de mümkün. Bu madde bütün kıyafetlerde kullanılabiliyor ve 20 yıkamaya kadar dayanıyor.
Bunun haricinde, havadarlığı ve rahatlığı nedeniyle çocuk kıyafetlerinin en çok tercih edilen kumaşı olan ince pamukluların, güneş ışınlarına karşı en az korumayı sağladığını biliyor muydunuz? İnce bir pamuklu, güneş ışınlarının yalnızca 1/5’inin vücuda ulaşmasını engelliyor. Bu oran birkaç yıkamadan sonra dokumanın çekmeye bağlı olarak sıklaşmasıyla biraz artabiliyor, fakat yine de yetersiz. Kulağa zor bir karar gibi geliyor, fakat Cilt Kanseri Vakfı likra, akrilik, naylon gibi sentetik kumaşların UV ışınlarına karşı daha fazla koruma sağladığını söylüyor.
Çocukluk ve ergenlik yaşlarında beş defa soyulacak kadar güneşte yanan çocukların ilerleyen yaşlarında melonom olma riskinin yüzde 80 arttığı düşünülürse, bu konuya göstereceğiniz hassasiyetin önemi daha da çok ortaya çıkıyor.
Bol kıyafetler
Bol kıyafetler çok daha havadar olmalarının yanında UV ışınlarına karşı da daha fazla koruma sağlıyor. Nasıl mı? Açıklayalım… Esneyen ve vücuda yapışan kıyafetlerin dokuma sıklığı da gerilmeye bağlı olarak azaldığından güneş ışınlarını daha fazla geçirmeye başlıyor. Bu yüzden bol kıyafetler çocuklar için de bizim için de hem daha rahat, hem de daha güvenli…
Şapkasız çıkmayız
Kıyafetlerin tamamlayıcısı birer aksesuar gibi görünseler de şapka ve gözlük, çocukların güneş ışınlarından korunması için çok önemli. Yüzünü, boynunu ve kulaklarını kapatacak kadar büyük bir şapka (en az 8 cm çapında) özellikle öğle saatlerinde mutlaka çocuğunuzun başında olmalı. Bu şapkalar çok gevşek örülmüş hasır gibi malzemeler yerine daha sık dokumalardan yapılmış olmalı. Gözlüklerde mutlaka UV ışınlarına karşı maksimum koruma sağlayan, yüze tam oturan, geniş kenarlı seçenekler arasından seçim yapılmalı.