
Doğal Hayatın Tam İçerisinde İğneada Gezi Rehberi
İğneada son zamanlarda doğal hayatı keşfetmeyi sevenlerin uğrak mekanı oldu. İstanbul’a yakınlığıyla dikkati üzerine çeken İğneada kış aylarında bile gezilip görülebilecek güzellikler sunuyor. Özellikle longoz ormanlarıyla dikkat çeken İğneada’yı ve çevresini içeren bir hafta sonu kaçamağı yapmak isterseniz, longoz ormanları dışında da gezip görebileceğiniz yerleri birlikte keşfedelim.
Tabii kış aylarında yol boyunca başınızı döndürecek ayçiçeği tarlaları olmayacak ama Istranca ormanlarını içinize çekmek için arabanın camını açabilirsiniz.
İğneada yolunda keşfedilecek yerlerden biri Dupnisa Mağarası
Eğer İğneada’ya doğru İstanbul’dan araçla yola çıkıyorsanız, yemyeşil ormanların ve ıssızlığın içinden geçip Dupnisa Mağarasına giderek ilk durağınıza varabilirsiniz. “Dupnisa” kelimesi Bulgarcada “delik” anlamına geliyor. İstanbul’a yaklaşık 250 kilometre ve 3 buçuk saat uzaklıktaki bu mağaraya varmadan hemen önce Bulgar sınırını teğet geçiyorsunuz.
Kırklareli’nin Sarpdere köyünde bulunan bu mağara 2003 yılında ziyarete açılmış. Yer altı sularının 5-6 milyon yıl önce burada bir mağara oluşturmaya başlamış olduğu düşünülüyor. Kayaların yaşı ise 160 milyon yıl. Mağaranın içinde 11 türden yaklaşık 60 bin yarasa ile 184 mağara omurgasızı yaşıyor. Girişten itibaren 250 metrelik yürüyüş alanına sahip sulu mağara yarasaların üreme dönemi olan Eylül-Mayıs aylarında ise mağara ziyarete kapalı. Mağaraya gidecekleri hemen uyaralım mevsim yaz, hava 40 derece olsa bile mağaranın içi 4 derece civarına düşebiliyor.
Böyle durumlara hazırlıksız yakalanmamak için aracınızın bagajında su ve rüzgar geçirmez Delpino Softshell Mont bulundurabilirsiniz.
Limanköy – İğneada Fransız Feneri
Beğendik ve İğneada arasındaki bir burunda yer alan Limanköy’ün merkezinde öğlen yemeği yiyebilir ya da köylerde üretilen taze ürünlerle kahvaltı edebilirsiniz. Köyün hemen çıkışında deniz seviyesinin yaklaşık 50-60 metre üstünde yer alan İğneada Feneri’ni görebilirsiniz.
Fener 1866 yılında, Sultan Abdülmecit döneminde Fransızlara yaptırıldığı için Fransız Feneri olarak da adlandırılıyor. Karadeniz’in en batısındaki fener olma özelliğini de taşıyan İğneada feneri şuan biraz atıl durumda ama tepeden uçsuz bucaksız Karadeniz’i ve onlarca metre aşağıdaki kayalıklara yuva yapmış martıları izlemek için rotaya eklemeye değer.
Beğendik Köyü
Karadeniz’in Türkiye’nin batısındaki en uç yerleşim yeri olan Beğendik Köyü ile Bulgaristan’ın Rezevo kasabasının aralarından sadece bir dere geçiyor. Derenin adı Bulgarca “Rezvo”, Türkçe “Mutlu” deresi. Yemyeşil çayırlarla çevrili bu köy çok sakin bir yerleşim yeri. Köy meydanında görülecek çok fazla bir şey olmasa da plajı olan nadir köylerden biri diyebiliriz.
Bu yolculuğa yazın çıktıysanız arabanızdaki seyyar sandalyeleri kumsala atıp tertemiz denizde yüzmenin keyfine varabilirsiniz. Kumsalda herhangi bir işletme olmadığı için tedarikli gitmenizi tavsiye ederiz, bir de yüzerken dikkatli olmanızı… Malum Karadeniz’desiniz, deniz bir anda derinleşebilir…
Eğer iflah olmaz gezginlerden biriyseniz aracınızda muhakkak olması gerekenlerden biri dolgu malzemeli katlanır Joystar Kamp Plaj ve Balıkçı Sandalyesi…
Mert Gölü Kano Turu
İğneada bir doğa harikası ama sadece bu kadarla kalmıyor. Burada yapılabilecek pek çok aktivite bulabilirsiniz. Longoz ormanlarında rehberli yürüyüşün yanı sıra ATV ile safari turu veya bisiklet turu yapabilirsiniz. Yazın gittiyseniz muhteşem Karadeniz koylarında yüzebilirsiniz yahut Longoz ormanlarında bulunan 5 gölden biri olan Mert Gölü’nde kano kullanabilirsiniz.
Kano turları sabah çok erken saatlerde başladığı için bir gün öncesinden bilgi almanızda ve rezervasyon yaptırmanızda fayda var. Kano turu artık gölün ormanın içine uzanan kısmına kadar gitmiyor çünkü buranın kuşların yuvalama alanı olduğu keşfedilmiş ve kapatılmış. Ancak kano yaparken gölde dev böcekler, helikopter sinekleri, deniz yılanları, sazlıklardan bir anda havalanan ördekler dahil sürekli kafasını gösterip suya dalan bir sürü hayvanla karşılaşabilirsiniz.