
Minimalist Tarzda Dekorasyon Rehberi
Minimalizm, sadeleşmenin ve öze yolculuğun kısaltılmış adı… Hayatınızdaki soyut anlamlarla kuşatılan nesneler, abartıya kaçan detaylar, gösterişli dekoratif eşyalar sizin de üzerinizde ağırlık yapmıyor mu? Tüm bu yüklerden kurtulmak istediğinizde, aslında çözüm minimalist bir bakış açısına sahip olabilmekte gizli… Fazlalıklardan kurtulmak için nesnelliğe yaklaşan bu bakış açısıyla hem evinizi hem de hayatınızı yeniden düzenleyebilirsiniz. Giyimden dekorasyona hayatınızın her alanında minimalizm prensibiyle sadeleşmeye gittiğinizde, kendinizi çok daha rahatlamış hissedeceksiniz! “Peki ama nasıl?” diyorsanız işte, minimalist bir yaklaşımla evinizde yapabileceğiniz basit değişiklikler için dekorasyon rehberi olacak birkaç öneri:
Fazla Eşyalardan Kurtulun

Anıları biriktirmek, bazı kişilerde hastalık boyutuna ulaşabiliyor. Sevgilinizle yediğiniz ilk yemeğin, ona aldığınız ilk hediyenin, birlikte gittiğiniz ilk sinema biletinin fişlerinden, onun size getirdiği ilk sakızın ambalajına kadar her şeyi saklamaya kalktığınızda evinizde bir çöp yığını oluşuyor. Zaman geçtikçe üzerindeki yazıların silindiği, bomboş beyaz kağıtlara dönüşen fişlere yüklenen anlamlar, bu nesnelerin evinizde ve hayatınızda ağırlık yapmasına neden oluyor. Minimalist bir yaklaşımı benimsediğinizde nesnelere bu anlamları yüklemek yerine, nesneyi olduğu gibi ele alma şansınız var. Evinizi minimalist bir yaklaşımla yeniden dekore etmek istiyorsanız “anı” olarak sakladığınız tüm bu gereksiz eşyalardan tek seferde kurtulmakla işe başlayabilirsiniz. TV ünitesi ve büfe üzerine yerleştirdiğiniz düğün, sünnet, kına ve doğum günü hediyeliklerinin bulundukları mekânda yarattığı etkiye dikkatle bakın! Anlamlarından uzak bir şekilde düşünürseniz; tüllü, dantelli, kullanışsız tüm bu unsurların ne kadar gereksiz yer kapladığını fark edeceksiniz! Tabii ki bu öneriler “anılarınızı çöpe atın” anlamına gelmiyor. Ancak dolap içlerinde veya dekoratif kutularda saklayabileceğiniz bu anıları evinizin en görünür noktalarında teşhir etmenize de gerek yok!
Eşyanın özüne anlam katmayan, fonksiyonel olmayan tüm gereksiz detaylardan arınmış mobilyalar, minimalist dekorasyonun anahtarı niteliğinde.
Gösterişten Uzak Durun

Varaklı çerçeveler, oymalı mobilyalar, avangart aynalar… 60’lı yıllarda şekilciliğe tepki olarak çıkan ve 90’lı yıllarda iyice popülerleşen minimalizmde bu tip detaylara yer yok! Eşyanın özüne anlam katmayan, fonksiyon adına hiçbir değeri olmayan tüm gereksiz detaylardan arınmış mobilyalar, minimalist dekorasyonun anahtarı niteliğinde. Örneğin, bir dekorasyon nesnesi olarak koltuk ve kanepeleri ele aldığınızda, klasik tarzda görmeye alıştığınız ahşap koltuk çerçevelerinin minimalist mobilyalarda bulunmadığnı net bir şekilde görebilirsiniz. Çünkü bu çerçevelerin fonksiyonel bir amacı yok. Genellikle tamamen kumaş olarak üretilen minimalist kanepeler, sade ve net hatlara sahip. Ayak kısımlarında da herhangi bir işleme görmeniz pek mümkün değil. Bu tarz kanepelere en çok da metal ayakların yakıştığını söylemek gerekiyor. Ayrıca minimalist kanepelerin geometrik formları, mekânın karakteristiği üzerinde son derece etkili. Tıpkı kanepe ve koltuklarda olduğu gibi, sandalyelerde de minimalist tasarımlarda gereksiz detayların ortadan kalktığını görebilirsiniz. TV ünitesinden yemek masasına, komodinden makyaj aynasına, mutfak dolaplarından lavabo tasarımlarına evinizin her yerinde minimalizm sayesinde gösterişten uzaklaşabilirsiniz.
Minimalizmin olmazsa olmazı: Uyum!
Sadelik ve Uyumdan Yana Olun!

Minimalizmin olmazsa olmazı: Uyum! İç mekân tasarımında minimalist bir yaklaşım benimsediğinizde mekâna sebepsiz müdahalelerde bulunmamanız gerekiyor. Her yapılan seçimin arkasında mantıklı bir neden arayan bu yaklaşımda, renk seçerken son derece dikkatli olmalısınız. Genellikle beyaz, gri ve siyah skalasındaki renk tonlarına yer verebilirsiniz. Sade bir görünüm için sıcak renkler yerine, bu tip soğuk renk tonlarını kullanmak minimalist bir mekan oluşturmanın ilk kurallarından. Ancak hangi tarzda olursa olsun bir iç mekân tasarımında başarılı olmak istiyorsanız %70 e %30 dengesini sağlamayı unutmayın. Gri tonlarında sade mobilyalar ve dekorasyon elemanlarının bulunduğu bir mekânda az da olsa hardal sarısı, kırmızı, saks mavi gibi detaylara yer verebilirsiniz.
İç mekân tasarımında minimalist bir yaklaşım benimsediğinizde mekâna sebepsiz müdahalelerde bulunmamanız gerekiyor. Her yapılan seçimin arkasında mantıklı bir neden arayan bu yaklaşımda, renk seçerken son derece dikkatli olmalısınız. Genellikle beyaz, gri ve siyah skalasındaki renk tonlarına yer verebilirsiniz. Sade bir görünüm için sıcak renkler yerine, bu tip soğuk renk tonlarını kullanmak minimalist bir mekan oluşturmanın ilk kurallarından. Ancak hangi tarzda olursa olsun bir iç mekân tasarımında başarılı olmak istiyorsanız %70 e %30 dengesini sağlamayı unutmayın. Gri tonlarında sade mobilyalar ve dekorasyon elemanlarının bulunduğu bir mekânda az da olsa hardal sarısı, kırmızı, saks mavi gibi detaylara yer verebilirsiniz.
Minimalist tasarım denildiğinde ilk akla gelen “sadelik” oluyor. Ancak minimalizmde sadelik, “basitlik” anlamına gelmiyor.
Minimalist Mekânlara Hareket Katan Detaylar

Minimalist tasarım denildiğinde ilk akla gelen “sadelik” oluyor. Ancak minimalizmde sadelik, “basitlik” anlamına gelmiyor. Daha az baskın karakterlerle daha etkili tasarımlar ortaya koymak bilakis oldukça zor! Özellikle dekorasyon alanında minimalizmden yararlanırken belli başlı noktalara dikkat etmezseniz son derece soğuk ve sıkıcı mekânlar elde etme riskiniz yüksek. Bu anlamda size dekorasyon rehberi olacak birkaç ipucuna göz atmak gerekirse, ilk etapta kontrast dengeleri ve küçük gölge oyunlarıyla minimalist bir iç mekâna hareketlilik katabileceğinizi aklınızda tutun. Açık renklerin monoton etkisini, mekân içinde aniden karşınıza çıkan ve odak oluşturan koyu renk detaylarla dengelemeniz mümkün. Yastık kılıfları, perdeler, duvar saatleri gibi… Ortama heyecan katan bu tip detaylarda ışığın etkisinden de faydalanabilirsiniz. Mekân içinde uygun konumlara yerleştirdiğiniz aydınlatma elemanlarıyla daha çok gölge oluşmasını sağlayabilir, böylece gereksiz detaylara ihtiyaç duymadan daha dinamik bir mekân tasarımına sahip olabilirsiniz.
Minimalizm Sayesinde Kolaylaşan Günlük Hayat

Süsleme ve şaşanın arka plana itildiği minimalizmde, fonksiyonellik ön plana çıkıyor. Daha kullanışlı ve çok fonksiyonlu eşyalarla yapılan dekorasyonlar günlük hayatınızı kolaylaştırıyor. Örneğin, ekstra girinti ve çıkıntıların bulunmadığı mobilya yüzeyleri kolaylıkla silinebilirken oymalı mobilyaların çok daha fazla toz tuttuğu görülüyor. Gereksiz detaylardan arındırılmış minimalist oda kapıları da keza kolay temizlenebiliyor. Bu sayede temizliğe ayırdığınız vakti kendinize ve diğer işlerinize ayırma şansınız oluyor. Öte yandan, aksesuarlarla ağırlaşmış bir mekân tasarımı yerine, elinizde boş alanların kaldığı sade ve net bir mekân tasarımına sahip olmak çok daha kullanışlı! Ev içinde yapmak istediğiniz aktivitelere özel alanlar oluşturabileceğinizi bilmek son derece rahatlatıcı! Minimalist bir dekorasyonla günlük hayatınızı kolaylaştırmak istiyorsanız mekân içindeki tüm boşlukları doldurmaya çalışmaktan vazgeçin!