Doğanın bütün sürprizlerine hazır olduğunuzu düşündüğünüz spontan bir kamp yolculuğu öncesi, çadırınızda koca bir delik, matınızda küflenme ya da botlarınızda bir yıpranma… Çok az şey giderayak bunları keşfetmenin hayal kırıklığıyla yarışır.

Evinizden uzakta eviniz olan çadırınızın, doğanın ortasında sizi sıcak tutan uyku tulumunuzun, bütün gün yürüdükten sonra ayağınızda olduklarına şükrettiğiniz yürüyüş botlarınızın upuzun yıllar boyunca yanınızda olmasının sırrı, onları düzgün saklamaktan geçiyor.

Kamp sonrası dikkat edeceğiniz basit birkaç tüyoyla yol arkadaşlarınızla çok daha uzun vakit geçirebilir, ayrıca dolaplarınızda fazladan yer açabilirsiniz. 

Nem dostunuz değildir

Kamptan yorgun argın geldiniz ve tek yapmak istediğiniz sıcak bir banyo yapıp ayaklarınızı uzatmak olabilir. Fakat başka hiçbir şey yapmasanız bile, çadırınızı kuruttuğunuzdan emin olun. Nem, özellikle çadırların su geçirmez kaplamasına zarar vererek, geri dönüşü olmayan hasarlar bırakır. Ayrıca sabahın ilk ışıklarıyla ısınan çadırınızı dolduran küf kokusunun hiç de hoş olmayacağının garantisini verebiliriz.

Bunu engellemenin en iyi yolu, eve döndükten sonra mümkünse kapalı bir alanda ya da doğrudan güneş almayan gölgeli bir yerde çadırınızı tekrar kurup, tamamen kuruyana kadar beklemek. Eğer evinizde bunu yapacak alanınız yoksa, çadırınızı düzgünce katlayıp asmak da bir seçenek.

Sonrasında da bütün malzemelerinizi nemden, aşırı sıcak ve doğrudan güneş ışığından uzak bir alanda tuttuğunuzdan emin olun.

Kirlenmek güzeldir ama…

Temizlikten de kaçış yok. Konu outdoor malzemeleri olunca karşılaşacağınız lekelerin çeşitliliği oldukça geniş. Kuşların bıraktığı hediyelerden ağaçlardan akan reçinelere, kum ve ince tozlardan çamura kadar, yolculuktan eve getirdiğiniz hatıraların hepsi uzun vadede malzemelerinize zarar veriyor.

Tabii çadırınızı çamaşır makinesine atıp yıkamayı düşünmeyin bile. Ağır çamaşır deterjanları, hele ki çamaşır suyundan ise hemen uzaklaşın. Bunlar su geçirmez kaplamaların en büyük düşmanları.

Uyku tulumlarının ise hepsi olmasa da bazıları makinada yıkanabilir. Yalnızca kuruturken doğrudan güneş ışığına maruz bırakmamaya dikkat edin. Kurutma makineniz varsa, kullanabilirsiniz. Makinenizin içine havlu ya da birkaç tenis topu atmak, uyku tulumunuzun daha kolay kurumasını ve kabarmasını sağlayacaktır. Tabii en doğru bilgi için, tulumunuzun kullanma talimatlarına mutlaka göz atın. Bazı durumlarda yıkamak yerine havalandırmak da yeterli olur.

Çadırları temizlerken ilk yapmanız gereken toz-topraktan kurtulmak. Bunun için işe, eski usul camdan silkeleme yöntemiyle başlayabileceğiniz gibi, elektrikli bir el süpürgesinden de yardım alabilirsiniz. İkinci aşama, seyreltilmiş bulaşık deterjanı ya da alkol bazlı bir el temizleyiciyle lekeleri tek tek silmek.

Zorlu bir reçine lekesiyle karşı karşıyaysanız, önce lekenin tamamen kurumasını bekleyin. Ardından reçinenin üzerine biraz buz tutun. Katılaşan reçinenin kazıyarak kolayca çıktığını göreceksiniz. Fermuarları ise bir diş fırçasıyla toz-topraktan arındırabilirsiniz.

Bütün bu aşamaların sonunda malzemelerinizi iyice duruladığınızdan emin olun. Nihayet ilk maddeye geri dönün! Tekrar ediyoruz, nem dostunuz değildir.

Çadırınızı sıkıştırmayın

Çadırınızın kendi çantası, sırt çantanızda az yer kaplaması için ideal olsa da, sıkışık ortamlar çadırları uzun süre içinde tutmak için en uygun koşulları sağlamıyor. Çadırların geniş, hava alan bir malzemenin içinde saklanması çok daha uygun. Örneğin bir yastık kılıfı ya da ince dokunmuş bir file çantanın içinde… Katlamak yerine, gevşek bir şekilde rulo yapmak çadırınızın ömrünü uzatacaktır.

Çadır direklerine gelince, bağlantıyı sağlayan halatların üzerindeki baskıyı azaltmak için direkleri kısmi olarak monte edilmiş halde saklayabilirsiniz. Evde bunun için yeriniz yoksa, direkleri ortadan uçlara doğru demonte ederek bağlantı halatlarının üzerindeki gerginliği eşit olarak dağıtabilirsiniz.

Eğer geniş bir gardırobunuz varsa uyku tulumlarını asmak, katlama ya da rulo yapmaya göre tulumların yalıtım malzemesinin daha az yapışarak, koruyuculuğunu daha uzun süre muhafaza etmesini sağlar. Gardırobunuzda yeterince yer yoksa, hava alan naylon bir saklama torbası içinde yatağınızın altına da sermeyi düşünebilirsiniz.

El fenerim nerede?

Kamp alanına vardığınız ve karanlık bastığı anda aklınıza gelmesini en son isteyeceğiniz soru bu herhalde. Bu tatsız durumlardan kaçınmak için daha küçük kamp malzemelerini şeffaf plastik kutularda ve hep birlikte tutmak iyi bir çözüm olabilir. Özellikle sıkı kampçılara, arabalarının bagajında ya da evlerindeki bir dolapta kamp sırasında kullanacakları malzemeleri bir arada bulundurmalarını tavsiye ediyoruz. Evin içinde koşturup, bir şey unuttuk mu diye düşünmeden yola çıktığınızda bize teşekkür edeceksiniz.

Kahve fincanları, el feneri, kağıt tabaklar, sabun, küçük tencereler, güneş kremi, sinek kovucu ve aklınıza gelebilecek daha pek çok hayat kurtarıcı malzemeyi evin farklı köşelerinden toplamadan yola çıkmanın rahatlığı başka hiçbir şeyde yok. İşleri bir adım ileri götürüp kategorilerine göre ayırdığınız kutuların üzerine içlerinde ne olduğunu da yazabilirsiniz.

Pilleri çıkarmayı unutmayın

Artık kamp sırasında hayatımızın daha konforlu olmasını sağlayan birçok elektronik ürün var. Olası sızıntıları önlemek için bunları pillerini çıkararak saklamanızı öneririz. Yine de son dakikada gerginlik yaşamamak için, yedekleriyle birlikte şeffaf plastik torbalara koyduğunuz pilleri de yakınlarda tutun.

Listelerin efendisi olun

Her şeye rağmen unutkanlık başa bela… Kimse doğanın ortasında acil bir durumla karşılaştığında ilkyardım çantasını yanına almadığı gerçeğiyle yüzleşmek istemez herhalde. Bunun için kritik malzemelerden oluşan bir listeyi her zaman malzemelerinizin yanında tutun. Ve tabii ki hepsini kontrol etmeden yola çıkmayın.