ÜST

Sanat Dünyasını Değiştiren 10 Tablo

Sanat dünyasının gidişatını değiştiren tablolara göz atmaya ne dersiniz? Tüm dünyayı Rönesans ile etkisi altına alıp sanata bakış açısını değiştirenlerden tutun da modern çizgilerle her şeyi baştan yazanlara kadar! Yalnız genel kültür için değil; tarihin, ifadenin, anlatımın değişim çizgisine de şahit olmak isterseniz bu tabloları görmek için gezi rotanızı değiştirmeyi dileyeceksiniz.

1. Mona Lisa – Leonardo da Vinci

Dünyanın belki de üzerinde en çok konuşulan, hakkında komplo teorileri bile kurulan, mizaha en çok konu olan tablosu Leonardo da Vinci’nin en önemli eserleri arasında bulunan Mona Lisa ya da asıl adıyla “La Jaconde”tur. Üzerine çokça konuşulan Mona Lisa gülüşü, çok da hoşlanılmayan sinsi insanlar için tanım olarak bile kullanılıyor. Şu anda Fransa’da Louvre Müzesi’nde sergilenen Mona Lisa’yı yakından gören pek çok kişi, bu deneyimin resmi internetten görmekle uzaktan yakından alakası olmadığını ifade ediyor.

2. Yıldızlı Gece – Vincent van Gogh

Pek çok değerli ressama ev sahipliği yapmış bir ülke olan Hollanda’nın belki de en önemli ismi, Vincent van Gogh. Vincent van Gogh’a ait pek çok imza niteliğinde eser bulunsa da Yıldızlı Gece, aralarından sıyrılarak zirveye yerleşmeyi başarıyor. Canlı ve parlak renklere çok boyutluluk etkisi vermek için impasto tekniği kullanan ressam, Yıldızlı Gece’yi 1889 yılında tamamladı. Bugün de aynı şekilde sanat dünyasında etkisini sürdüren Vincent van Gogh’un resmettiği figürlere verdiği hareketlilik duygusunu sağlayan fırça darbelerini nasıl oluşturduğu ise hâlâ anlaşılabilmiş değil. Van Gogh’un Yıldızlı Gece eseri, New York’taki Museum of Modern Art’ta (MoMA) sergileniyor.

3. Gece Gözcüsü – Rembrandt

Hollanda’nın sanat üzerinde şüphesiz ki büyülü bir etkisi var. Bunun bir diğer kanıtı da görsel sanatlarda gölge ve ışık oyunları göz önüne alındığında akla gelen ilk isim olan Rembrandt. 1642 yılında tamamladığı Gece Gözcüsü eserinde ressam, Kaptan Frans Banning Cocq’ı ve Teğmen Willem van Ruytenburch’ı arkadaşlarıyla birlikte savunma yaparken tasvir eder. Resmin en dikkat çeken özellikleri ise Rembrandt’ın kendine özgü ışık kullanımıdır ki fotoğrafçılık sanatına da ilham olarak kabul edilir ve resimdeki figürlerin hareket ediyorlarmış gibi görünmesini sağlar.

5. İnci Küpeli Kız – Johannes Vermeer

Vermeer, Rembtandt ile aynı yıllarda yaşamış olmasına rağmen onun ününe kavuşamasa da İnci Küpeli Kız, eser sahibini geride bırakan bir resim. Tahmini olarak 1665 yılında tamamlandığı düşünülen İnci Küpeli Kız, Vermeer’in ölümü ardından yaklaşık iki yüz yıl sonra Alman müze müdürü Gustav Waagen tarafından 1860 yılında keşfedildi. Tarihçiler ve akademisyenler tarafından Vermeer’e ait olduğu teyit edilen otuz dört resim arasında en görkemlisi şüphesiz bu resim. İnci Küpeli Kız, şu anda Hollanda’nın Hague kentinde bulunan Maurithuis müzesinde.

6. Hafızanın Sürekliliği – Salvador Dali

Çılgın ressam Dali’nin bu resminin ilham kaynağının Albert Einstein tarafından ortaya çıkarılan görelilik yasası olduğu çok kez iddia edildi. Dali ise bu iddialara yanıtını kendine has muzip bir ifade ile verdi her zaman. İlhamının, Camembert peyniri olduğu söyledi. Dali, ayrıca, bu resminde rüyalara da atıf yaparak, kâbuslarda görülen korkunç ögelerin uyandıktan sonra belli belirsiz hatırlanışına gönderme yaptığını belirtir. Hafızanın Sürekliliği’ni, Yıldızlı Gece ile birlikte New York’taki MoMa’da görmeniz mümkün.

7. Öpücük – Gustav Klimt

Kendine has bir anlatım yöntemi belirlemiş en önemli ressamlardan biri de Klimt. Avusturyalı sembolist ressam Gustav Klimt, bu eserini sanatının altın çağı olarak ifade edilen 1900’lerin başında tamamladı. Art Nouveau akımından etkilenen The Kiss, pek çok diğer eserden kare formatında olmasıyla ayrışıyor. Bunun Instagram’a da bir gönderme olup olmadığı elbette merak konusu… Şaka bir yana, bu eseri özgün kılan en önemli detay, yağlı boya ile yapılmış olmasına rağmen üzerinde bulunan saf altın tabaka. Hâliyle fütüristik bir dokunuş yakalamış Klimt bu teknik ile. Vienna Ceiling adlı serinin parçası olan The Kiss, yapıldığı dönemde sözde sapkın sembolizmi ifade ettiği gerekçesiyle pek çok eleştiriye de maruz kalmış. Şu an ise Viyana’daki Österreichische Galerie Belvedere’de tüm görkemi ile sergileniyor.

8. Çığlık – Edvard Munch

Bugün Norveç’te Oslo National Gallery’de sergilenen Çığlık resmi, Norveçli dışavurumcu ressam Edvard Munch tarafından 1893-1910 yılları arasında yapıldı. Eser, 19. yüzyılın psikolojik temalarından esinlenir. Kullanılan renkler ile de psikolojik rahatsızlıkları çağrıştırdığından günümüzün Mona Lisa’sı olarak da anılır. Çığlık ile ilgili temel teorilerden biri, resimde tasvir edilen köprünün bir mezbaha yakını olmasından dolayı, çığlığın kesilen hayvanlara ait olmasıdır.

9. Guernica – Pablo Picasso

İspanyol İç Savaşı sırasında yaşanan dramı tasvir eden Guernica’nın hüzünlü bir hikâyesi var. Guernica, İspanya’nın Bask bölgesinde, cumhuriyetçilerin direniş kalelerinden biri olan bir kasabaydı. General Francisco Franco önderliğindeki milliyetçiler, cumhuriyetçilerin aksine ülkenin eski altın günlerine dönmesi için Ortodoks Katolik değerlerin hâkim olmasından yanalardı. Nazilere ait savaş uçakları, 26 Nisan 1937’te Guernica’yı iki saat boyunca bomba yağmuruna tuttu. Bu bombardımanın finansörü ise Adolf Hitler idi. Zamanın gelmiş geçmiş en çarpıcı resimlerinden biri olan Guernica, en çarpıcı ressamlardan biri olan Picasso tarafından bu trajik olayı aktarmak için at ve boğa gibi İspanya’da önem arz eden figürler ile yapıldı. Günümüzde de savaş karşıtlığı konusunda öncü kabul edilen bu resim, Madrid’deki Museo Nacional Centro de Arte Reina Sofía’da sergileniyor.

10. Venüs’ün Doğumu – Sandro Botticelli

İtalyan ressam Sandro Botticelli tarafından 1480’li yıllarda yapılan Venüs’ün Doğumu, arzu ve aşk tanrıçası Venüs’ü tasvir ediyor. Rönesans sanatının da en önemli eserleri arasında anılan resim, dönemin kıymetli İtalyan ailelerinden Mediciler için yapıldı. Deniz kabuğu içinden doğarken tasvir edilen Venüs’ün bu yorumu, Avusturyalı sanat tarihçisi Ernst Gombrich tarafından öne sürülen teze göre, tüm evrenin tek bir kaynaktan oluştuğunu savunan neo-platonculuğu ifade ediyor. Eser günümüzde Floransa’daki Uffizi Gallery’de sergileniyor.