Favori yazarınızın neden favoriniz olduğunu hiç düşündünüz mü? Okurken heyecanla “İşte ben de tam böyle düşünmüştüm.” deyip altını harıl harıl çizdiğiniz ne varsa, birisi sizden önce kalemini konuşturup ruhunuzu ustaca yazıya döktüğü, sizi sizden iyi anlattığı için… Sinemanın gelişimi, 140 karakterle yazışmaya alışmanız, her şeyin sanallaşması, bir araya geliyor da bir romanın büyüsüyle başa çıkamıyor!

Elbette yazarlığın yarısı, yetenek ve azim. Ancak, diğer yarısı da ilham… Her kitabı hatmedilen, edebiyat nişanları, Nobel’ler verilen o büyük yazarlara da ilham gökten zembille inmiyor! Yazarın ufkunu açan, fikirler doğurtan ve bir yaprağın yere düşüşünü 19 sayfada tasvir ettirten efsunlu sözcükler, bir diğer yazarın satırları arasından doğuyor.

Gizli gizli bitirdiğiniz roman dosyanızı bilgisayarda açıp açıp kapatıyor ve o meşhur yayınevi sahiplerini eliniz varıp da arayamıyorsanız bu yazımız, tam sizlik. Bakın bakalım favori yazarlar kimlerden ilham alıp edebiyat dünyasını altüst etmiş? İşte okuma listelerinize de ekleyebileceğiniz, dünyaca ünlü edebiyat ustalarının farklı ufuklar açan başucu kitapları…

Bir Zweig da kolay yetişmiyor!

Edebiyatın Dâhi ve Zarif Ustası Stefan Zweig ile Denemeler’e Farklı Bir Bakış

Kaynak: farawayplaces.co

Avusturyalı edebiyat dâhisi Stefan Zweig, Türkiye’de ve dünyada edebiyat listelerinde en beğenilen yazarlar arasında hatırı sayılır bir üne sahip. Satranç’ı henüz okumadıysanız çok şey kaçırdığınızı da baştan söyleyelim. Üstüne en fazla sayıda tez yazılan eserlerden Satranç’ta sizi kurgu dehlizlerine savuran Zweig’a hangi ilham perileri sufle veriyordu merak ediyorsanız aşağıya bakalım.

Zweig, Zweig olana dek az badirelerden geçmedi elbette. Savaşlar, faşizm, buhranlı sürgün yılları, bozulan ilk evliliği gibi pek çok sorun; ünlü yazarı yordu, üzdü, ama sanatını da zirveye taşıdı. Eğer “Ben de ünlü bir yazar olmak isterdim; ama, bu kadarı da çok fazla.” derseniz, Zweig’in akıl hocasıyla tanışmaya ne dersiniz?

Felsefe eğitimini edebiyatla harmanlayan Stefan Zweig’ı en etkileyen yazar, Michel Eyquem de Montaigne. 16. yüzyıla damga vuran Fransız deneme yazarı Michel de Montaigne, ruhunuza ayna tutarken size de Zweig’a da zerre kadar acımıyor! Keskin saptamaları, zekice hicivleri ve ta 1500’lü yıllarda tüm kusurlarınızı yüzünüze bir bir tokat gibi çarpan bilgeliğiyle Montaigne, şahane bir öğretmen. Zweig da öyle düşünmüş olmalı ki onun da en sevdiği yazar, Montaigne. Özellikle Zweig’in favorisi “Denemeler”i okurken zorlu bir aydınlanmaya hazır olun!

Siz de okuma listenizi büyütürken Zweig’ın başucu kitabı “Denemeler” ile tanışabilir; hepsiburada.com’un edebiyat seçkisinden eseri edinerek dünyaya Montaigne’in gözleriyle bakabilirsiniz. Başta zor olacaktır; ama, bir Zweig da kolay yetişmiyor!

Büyük yazarların dediklerini yapın; yaptıklarını yapmayın.

Ernest Hemingway’in Başucunda Duran O Özel Kitap

Kaynak: I Africa

Dünya edebiyatına getirdiği farklı solukla ve özgün kalemiyle tanınan Hemingway, “boş kap taşmaz” mantığıyla iyi bir yazar oluşunu, öncelikle çok titiz bir okur olmasına bağlıyor. Hem Nobel hem de Pulitzer Ödülü sahibi Hemingway’in dili süslü anlatımdan arındırması da elbette bir gecede olmuyor. Sade ve yalın tarzını yaratmasında Fransız realizm akımı eserleri, Hemingway’e ilham veriyor.

Okuma listelerini titizlikle hazırladığı bilinen Hemingway’i yüzlerce kitap arasında en etkileyen Stendhal’in “Kırmızı ve Siyah”ı. Hemingway gibi düşünmek, bir “Çanlar Kimin İçin Çalıyor” yazmayı öğrenmek için Stendhal ile zamanda yolculuğa hazır olun. Büyük edebiyat ustası Hemingway’i bunca etkileyen Madame de Renal’in yoksul bir kerestecinin oğluna beslediği yasak aşk mı; yoksa Julien Sorel’in sınıf atlama uğruna ihtiraslarına yenik düşmesi mi bilinmez. Görünen o ki, olanı yalın ve süssüz anlatmada büyük ustanın ilham kaynağı Kırmızı ve Siyah, yazarın yaşamı boyunca favori başucu kitabı olmuş. Hazin bir tesadüf olarak Hemingway’in yaşama veda edişiyle Julien Sorel’in akıbeti benzeştiği için “Büyük yazarların dediklerini yapın; yaptıklarını yapmayın.” sözü boşuna değil!

Oturduğu yerden bir kitap yazdı; İngiltere’nin en zengin kadını oldu.

J.K. Rowling ile Asırlar Öncesine Seyahat

Kaynak: Bustle

Yarattığı fantastik roman serisi “Harry Potter” ile olağanüstü başarı kazanan ve türünde emsalsiz olarak değerlendirilen J.K. Rowling de sıkı bir edebiyat okuru. Rowling’in sıra dışı romancılık kariyerinde Fransız dili ve edebiyatı eğitimi almış olması da etkili. 1997’de yayımladığı “Harry Potter ve Felsefe Taşı” adlı eseriyle edebiyat listelerini altüst eden Rowling’in farklı evrenler kurma yeteneğini neyin beslediğine yakından bakalım.

“Oturduğu yerden bir kitap yazdı; İngiltere’nin en zengin kadını oldu.” söylemi yaygın olsa da gerçek, pek o kadar da basit değil. Tabii küçük bir çocukla yalnız kalmış; boşanmış, işsiz ve yapayalnız bir kadın olarak günde 5 dolar gelirle bir kafede Harry Potter yaratmayı kolay buluyorsanız o başka…

Yazma tutkusuyla erken tanışan Rowling, genç romancılara ilham tüyoları vermesi istenince Gustave Flaubert’in ölümsüz eseri “Madame Bovary”ye işaret ediyor. Hayret verici olan şu ki, “Madame Bovary”, dünya edebiyat tarihinin ilk çağdaş realist romanı! Realist bir eserden etkilenip fantastik bir seri yazabilmek ise şapka çıkarılacak şey!

Rowling, 19. yüzyıl Fransa’sında taşrada monoton bir yaşama hayalperestçe bakan Emma Bovary’nin geçirdiği buhranların, heves ve hayallerinin kendisini çok etkilediğini ve eseri birden çok kez okuduğunu ifade ediyor. Flaubert Emma Bovary’yi yaratırken bu karakterden gelen ilhamla ileride bir Harry Potter doğacağını bilse ne derdi meçhul. Ama görünen o ki, Emma’nın sınıf atlama hayalleriyle eşini aldatıp borç batağına sürüklenişi, hayaller âleminde yaşarken gerçeğin sert yüzüyle çarpışması, Rowling’e bir büyücülük okulu serüveni yazdırtmayı başarmış. Buna edebiyatın sihri denmez de ne denir?