ÜST

2020’de mutlaka okumanız gereken romanlar

Romanlar dünyası pandemi sürecinde hepimizi içine hapseden bir dünya oldu. Ne yazık ki yoğun da olsa alıştığımız bir rutinde giden hayatımızın dengesi biraz şaşmıştı. Kendi başımıza vakit geçirmeye başladıkça ve kendi içimize döndükçe hem ilişkilerimize dair hem de hissettiklerimize dair sorguladıklarımız arttı.

Ne mutlu ki yıllardır insan ilişkileri ve insan psikolojisi üzerine çalışan incelemelere, deneyimlere dayanarak yazdıkları muhteşem kitaplar var. Bu yazımızda 2020’de mutlaka okumanız gereken romanlar hakkında yazdık. İlişkilerinizi sorgularken farklı bir bakış açısıyla yaşadıklarınıza bakmanın yolunu öğrenmek isterseniz bu kitaplara bir göz atın deriz.

Direksiyon – Üstün Dökmen

romanlar

Ülkemizin önemli psikologlarından Üstün Dökmen’in yeni romanı Direksiyon, kendisini sürekli bir kısır döngünün içerisinde hisseden insanlara, bu çemberin içinden güvenli bir biçimde nasıl çıkabileceklerine dair yol gösteriyor. Aynı zamanda güçlü bir yazar olan Dökmen bu romanında düşünen insanı en çok meşgul eden konuları ele alıyor. Bunu özgürlük, mutluluk ve aşk gibi yoğun duyguları zekice kurguladığı ve güçlü bir üslupla beslediği sürükleyici bir yol hikayesiyle yapıyor.

İyi Aile Yoktur – Nihan Kaya

romanlar

İngiltere’de Essex Üniversitesi’nde psikanaliz yüksek lisansı yapan Nihan Kaya’nın çok konuşulan kitabı “İyi aile yoktur” aslında şu paradoksu ele alıyor: İyi aile, “İyi aile yoktur” düsturuyla hareket edebilen ailedir.

İnsanlar çocuk sahibi olduklarında kendi çocukluklarındaki hisleri tekrar gün yüzüne çıkar. Aslında çocuğumuzla kurduğumuz ilişki, anne babamızla olan ilişkimizin devamı gibidir. Çocuğumuzla iyi bir bağ kurabilmenin yolu kendi içimizdeki yaralı çocuğu tamir etmekten geçer.

Bu kitap sadece anne babalar için değil, zor bir çocukluk geçirmiş ve kendisini daha iyi anlamak isteyen her yaşta insan için de farklı bir bakış açısı sunuyor. Yaşadığımız olumsuz duyguların, ertelemelerin, geçmeyen üzüntülerimizin altındaki nedenleri şaşkınlıkla keşfedeceğimiz yeni bir bakış açısı…

Deli Tarla – Şermin Yaşar

İnsan psikolojisini irdeleyen romanlar ile haşır neşirseniz Şermin Yaşar’ın “Deli Tarla” adlı kitabı sizi coşkulu bir yolculuğa çıkarabilir.  Hayatın kapalılar arkasına gizlenmiş hikayelerini, duygularını bulup çıkaran yazar, Deli Tarla adlı öykü kitabında okuyucularına yeniden gülmeyi başarabilen insanların muammasını anlatıyor.

Bütün-Beyinli Çocuk – Daniel J. Siegel

Tıpkı yetişkinler gibi çocuklar da büyürken pek çok farklı duygularla mücadele ediyor. Kimi zaman öfke nöbetleri, sosyalleşememekten kaynaklı yalnızlık duyguları, uyum sağlayamama gibi pek çok olumsuz süreç anne babaları da kötü etkiliyor.

Nöro-psikiyatrist Daniel J. Siegel ve aile danışmanı Tina Payne Bryson, “Bütün-beyinli çocuk kitabında” çocuk beyninin nasıl bağlantılar kurduğu ve olgunlaştığı ile ilgili yeni bilimsel veriler ışığında çocukların çöküş ve çileden çıkma hallerinin gizemini çözüyor ve anne babalara çıkış noktasını gösteriyorlar: Çocuklarının gelişen beyinlerini.

Daniel J. Siegel ve aile danışmanı Tina Payne Bryson’ın önerdiği yöntemleri her gün uygulayarak bir taşkınlık, kavga ya da korku gibi duyguları, çocuğunuzun beyni ile bağlantı kurabilmek ve hayati gelişimine katkıda bulunabilmek için bir fırsata dönüştürebilirsiniz.

Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam Sırrı: Ikigai

romanlar

Ikigai, dünyanın en uzun süre yaşayan milletlerinden biri olan Japonların mutluluk ve sağlıklı yaşam felsefesi üzerine öğretici bilgiler sunan bir kitap. Japonlar hayatta herkesin bir yaşam amacı olduğuna inanıyor. Ikigai kelime olarak da hayat amacı anlamına geliyor. Bireylerin hayattan zevk almalarını ve daha doyumlu bir yaşam sürmelerini amaçlayan felsefeyi anlatan bu kitapta, kendi ikigainizi keşfetmeniz ve yaşamınızı anlamlandırabilmeniz için gerekli tüm bilgiler var.

Kararı Ben Veririm – Esra Ezmeci

Bizi biz yapan şey aslında ilişkilerimizin toplamıdır. İlişkide bulunduğumuz insanlara nasıl davrandığımız, onların bize kattıkları, aldıklarımız ve verdiklerimizin toplamı bizi zaman içerisinde inşa eder. Kurduğumuz her yeni ilişki de hayatımızda açtığımız yeni bir sayfadır.

İlişkilerimizden ne alacağımızı, ne kadar alacağımızı, bu ilişkilerin bizi neye dönüştüreceğini belirlememiz mümkün müdür? Esra Ezmeci “Kararı Ben Veririm” adlı romanında bu soruya yanıt veriyor. Ezmeci, ilişkisini yöneten insanın hayatını da yönetebileceğini söylüyor. Ancak bunun için kim olduğunuzla yüzleşme kararını verebilmelisiniz…

Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir – Epiktetos

Frigyalı bir köle olarak doğan stoacı bir filozof Epiktetos, günümüz insanının anlam arayışına iki bin yıl öncesinden ışık tutmaya devam ediyor. Epiktetos’un, sadelik, akıl, güven, seçme özgürlüğü, içinde bulunduğu anı yaşama ve huzur üzerine inşa ettiği basit ama köklü felsefesini aktaran “Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir” adlı bu kitap felsefe severler için leziz bir atıştırmalık…

Yaşamın amacı, mutluluğa erişebilmenin yolları, insanın evrendeki önemi ve bireylerin arasındaki ilişkilerin nasıl olması gerektiği gibi temel insani sorulara yanıt verdiği kitabında Epiktetos, kişinin, değiştiremeyeceği olaylar için endişelenmekten kurtulduğu takdirde mutluluğu yakalayabileceğini söylüyor.

Hayata Dön – Gülseren Budayıcıoğlu

Gülseren Budayıcıoğlu tarafından kaleme alınan “Hayata Dön” 2018 başında 11. baskısı çıkan bir eser. Bu kitap, sürükleyici kurgusu ve akıcı diliyle okuyucunun dikkatini çeken romanlar listesinde yer alıyor.

Hayata Dön, çevresindeki kişilerin kapalı, çirkin ve içine kapanık olarak gördüğü Ala karakterinin çocukluğu boyunca başından geçen veya şahit olduğu travmatik durumların günümüzdeki Ala üzerinde bıraktığı derin izler üzerine kuruluyor. Romanın içinde okuyucusuna da etkileyici bir şekilde ayna tutmayı başaran Budayıcıoğlu, olumlu bakış açısı ve çözüm odaklı kelime tercihleriyle edebiyat eleştirmenlerinin de takdirini topluyor. Çeşitli insanlardan dinlediği gerçek yaşam öykülerini temel alarak romanını kaleme alan yazar, hayatın gerçekliğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.

Gerçekte de psikolog olan Gülseren Budayıcıoğlu, romanın akıcı kurgusunun içerisine okuyucuyu adeta tedavi eden sözcükler yerleştirdiği için eleştirmenler tarafından övgüyle anılıyor. Yazar, eserini farklı kişilerden dinlediği hayat hikâyelerinden yola çıkarak kurguluyor. Bu gerçeklik hissini tadan okurlar ise kitabı ellerinden bırakmadan bir solukta okuyor.

Okumayı çok seviyorsanız ve daha fazla kitap önerisine ihtiyacınız varsa “Kitaplığa dönüş: Sonbaharda mutlaka okumanız gereken 10 kitap” başlıklı yazımızı okuyabilir ve romanlar dünyasında büyüleyici yolculuğunuza devam edebilirsiniz.