ÜST

Darta başlamadan önce bilmeniz gereken her şey

Siz de etrafınızda giderek daha fazla kişinin dart oyunundan bahseder olduğunu fark edenlerden misiniz? Özellikle kafe ve publarda akşam saatlerinde toplanarak dart tahtası başında geçirilen saatlerin ballandıra ballandıra anlatılan hikayeleri şu sıralar daha bir kulağınıza çalınıyor sanki değil mi? Haklısınız. Dart şu sıralar Türkiye’nin en popüler oyunlarından…

Aslında sebebi basit. Hatta bu yaşanan dart modasına biraz geç gelen şöhret bile denebilir. Bir spor dalı düşünün ki, her yaştan insan, kadın erkek fark etmeksizin bir arada icra edebilsin. Bir tahta ve üç ok dışında hiçbir özel kıyafet ve ekipman gerektirmeyen bu sporun maliyeti diğer spor dallarına göre çok ama çok daha ucuz olsun. Yetmedi, bir de spor esnasında gülmek şakalaşmak, istenildiği kadar mola vermek, bir şeyler yemek/içmek gibi aktiviteler rahatlıkla yapılabilsin. Eh, bu spor popüler olmasın da eskrim mi popüler olsun?

Yazıyı uzun uzadıya dart sporunun kurallarına boğmadan, sizlere birkaç kritik tüyo vermek niyetindeyim. Yine de kısaca üzerinden geçmeden de olmaz, değil mi? Geçmişi Ortaçağ İngilteresi’ne kadar uzanan bu spor, aslında okçuların kapalı ve dar alanda eğitimlerine devam etmesi, el ve göz koordinasyonlarını artırmak amacıyla tasarlanmış. 19. yüzyılda bugünkü formuna kavuşan dart, bugün artık bir dünya federasyonu ve ona bağlı ülke federasyonlarına, dünya şampiyonalarına sahip, sponsorlar desteğiyle profesyonelleri olan ve bu profesyonellerin epey iyi paralar kazandığı bir spor dalı; bir sektör.

Bu rakamlar ne anlama geliyor?

Oyunda en kritik role sahip “board” yani tahta, üzerinde rakamların karışık bir şekilde sıralandığı yuvarlak bir hedef aslında. Bu hedefin en göbeğinde “bull eye” (boğa gözü) olarak anılan bir yuvarlak (50 puan değerinde) ve onun hemen dışında yine yuvarlak yeşil bir bölge (25 puan) yer alıyor. Bu iki yuvarlağın dışında üçgenler şeklinde yer alan numaralar ve bu numaraları bir ortadan, bir de en dıştan kesen iki kırmızı şerit bulunuyor. Bu şeritlerden içeride olana “triple alanı” deniyor ve o bölgedeki sayının üç katını hanenize yazdırmanıza imkan tanıyor. En dıştaki şerit ise “double alanı” ve adından da anlaşılacağı üzere okunuz buraya isabet ettiğinde çift sayı alıyorsunuz.

Gelelim oyunlara. Board’unuzu yerden 1.73 metre yukarıya asıyor ve board’dan 2.37 metre öteye (Dikkat: Astığınız duvardan değil tahtanızın tam olarak dış yüzeyinden) bir çizgi çekerek arkasına geçiyorsunuz. Mesafeyi doğru ayarlamanız çok ama çok önemli. Sonra oklarınızı savurmaya başlayabilirsiniz.

Dünya çapında en popüler ve pek çok profesyonel turnuvada da tercih edilen, 301, 501, 701, 901 gibi rakamlardan başlanarak oyuncuların aldıkları puanlarla sıfıra ulaşmaya çalışması… Fakat ilk etapta göründüğü kadar basit değil. Çünkü birkaç zorlu hedefi var. Bir kere son atışınızla tam olarak sıfırı bulmanız gerekiyor. Sıfırdan ötesine geçerseniz o turun başındaki puanınıza geri dönüyorsunuz. İkincisi tercihe göre single, double veya triple bitişli bir oyun seçmiş olabilirsiniz. Örneğin bunların arasından en popüleri double bitişli oyun seçtiyseniz son atışınızı öyle ayarlamalısınız ki, atacağınız rakamın double bölgesine son okunuzu sapladığınızda sıfıra ulaşmış olmalısınız. Tabii mesela 20’ye atacağım diye hesap yapıp hemen biraz sağındaki 1’i nişanladığınızda bütüüün hesaplar değişiyor ve ortaya yeni bir matematik çıkıyor. Dolayısıyla dart sporu sadece el-göz koordinasyonunu değil, zihninizi de tıkır tıkır çalıştırıyor.

Dart tahtası seçimi

Dartta daha pek çok oyun çeşidi var. Bunların arasında üstte açıkladığımızdan sonra gelen en meşhur oyun kriket. Fakat kurallarına girmeyelim. Nasıl olsa kolayca bulmanız mümkün. Gelin, biz iyi bir dart board’u nasıl seçilir ona bakalım.

  1. Öncelikle dartı sevecek misiniz, bunu anlamalısınız. Aksi takdirde gidip profesyonel bir board alıp, evde dekor olarak bir köşede tozlanmasını bekleyeceksiniz demektir. Evinde dartı olan bir arkadaşınızda geçireceğiniz birkaç akşam yahut bir dart kafe veya pub’a bir süre takılmak bu spora meftun olup olmayacağınızı anlamanız için şart.
  2. Tabii bir diğer alternatif de ucuz bir board ve ok takımıyla işe başlamak. Fakat tavsiye etmiyoruz. Ahşap tabanlı board’larda oklar rahat saplanmayacağından daha hızlı atarak hem işe yanlış bir teknikle başlamış olacaksınız, hem de oyunun gerçek tadına varamayacağınızdan belki de dünya bir şampiyon kaybedecek.
  3. Eş dostun board’unda, kafede-pubda biraz vakit geçirdiniz ve anladınız ki dart sizin sporunuz. O zaman profesyonel bir tahta almak için araştırmalara başlamalısınız. Aslında board’lar da biraz futbol topu gibi, nasıl ki Şampiyonlar Ligi finalinde kullanılan topların birebir aynılarına ve onlara yakın özelliklerde toplara belirli markalarla ulaşabiliyorsunuz, board’larda da dünya çapında markalar ve onların turnuvalarda kabul görmüş modelleri var. Bu modellerden seçim yapabilirsiniz.
  4. Board’unuzun yumuşak malzemeden üretilmiş olması şart. Yumuşak, malzeme ve dart kelimeleri yan yana geldiğinde dünyada kabul gören malzeme sisal. Sisal, kenevire benzeyen lifli bir bitki. Bu bitkinin milyonlarca lifi bir araya getirilip sıkıştırılmak suretiyle dünyanın en kaliteli board’ları üretiliyor. Tahtanızın sisalden üretilmesine bütçeniz el veriyorsa ne ala…
  5. Son olarak bir de rakamların yazıldığı ve bölümleri birbirinden ayıran tel sisteminin kalitesi ve işçiliğine dikkat etmeniz gerekiyor. Bu telin çok kalın kesilmemesi, üçgen kesimli olması ve esnekliği oklarınızın demirlere denk gelerek tahtadan sekmesi ihtimalini azaltacaktır.
  6. Bu arada double ve single alanlarının normalden daha küçük üretildiği antrenman board’u gibi ekstrem alışverişler de mümkün. Yeter ki sizde o potansiyel olsun.

Ok dünyası dipsiz kuyu… Sakin olun, zamana bırakın

Gelelim oklara… Oklarda da aklınızı başınızdan alacak kadar çok seçenek mevcut. İnsan neye göre seçim yapacağını doğal olarak şaşırıyor. Acele etmeyin. En iyi ok, elinize en iyi oturan oktur. Lakin oklarda şu temel prensibi unutmayın. Okunuzdan beklentiniz, board’a yaptığı yolculukta parabolik bir ark çizmesi ve bu yolculuğu mümkün olduğu kadar sabit bir şekilde yapması olmalı. Bunun içi ağırlık merkezinin ön tarafta yer alması gerekiyor. Fakat bir yandan da ön tarafın mümkün olduğu kadar ince olması lazım ki, mesela bir triple alanına rahatlıkla üç okunuz sığabilsin.

İşte okunuzun arka kısmındaki flight bölgesinin aerodinamiğinden, ağırlık merkezini önde ince bir gövdeyle oluşturmak için burada kullanılan tungsten’in kalitesine kadar tüm detaylar sadece bir okun fiyatını dört haneli rakamlara kadar taşıyabiliyor. Ama panik yapmayın. Siz içi boş pirinç oklarla başlayın hele, gerisi gelecektir. Ve tabii, oklarınızı mutlaka ama mutlaka deneyerek alın. Ele oturuşu ve ağırlığına bağlı olarak tercihler kişiye göre mutlaka değişecektir.

Bu bölüme not: Bir de daha çok elektronik board’lar ve bunlarda tercih edilen plastik uçlu oklar mevcut. Evin duvarını delme ihtimalinizin çok daha düşük olduğu bu modellerde oklarınızın uçlarını bir süre sonra değiştirmeniz gerekiyor. Elektronik board’ların kendine ait ayrı turnuvaları oluyor.

Darta yeni başlayanlar için son birkaç tüyo:

  1. Tutuşunuz ve duruşunuz dartta çok önemli. Baştan doğru duruşu ve doğru tutuşu bulmaya çalışın.
  2. Oyunda başarı için kas hafızası çok önemli. Kaslarınıza yanlış bir tutuş öğretirseniz bu tutuşu unutturup yenisini öğretmeniz daha fazla zaman alacaktır.
  3. Bir elinizde oklar, diğer elinizle atış yapıyorsunuz. Son oku, atış yapan elinize aldığınızda diğer elinizi aşağıya indirmeyin. Dengenizin devamı açısından aynı pozisyonda kalsın.
  4. Atış esnasında nişan alır gibi tek gözünüzü kapatmayın. En doğru atışı iki gözünüzle yapabilirsiniz. Ve unutmayın: Nasıl başlarsanız öyle gider!