
Türkiye’deki mavi cennetler: En iyi 8 plaj
Yazın gelmesi ve tatil sezonunun yavaştan açılması ile beraber Türkiye’deki mavi cennetler de canlanmaya başladı.
Siz de suya karpuz düşmeden tatil planı yapamayanlardansanız bu yazımız tam size göre. Türkiye’deki mavi cennetleri; en iyi 8 plajı sizin için derledik. Şimdi arkanıza yaslanın ve derin maviliklere doğru bir yolculuğun tadını çıkarın.
Masalsı Bir Turkuaz: Kaputaş / Antalya
Kaş-Kalkan arasında, dağ yolunda ilerlerken turkuaz renkli suları ve bembeyaz kumsalıyla dünyanın en güzel plajlarından birini görecek, görür görmez aşık olacaksınız. 187 basamaklı zahmetli bir yoldan inerek ulaşılan Kaputaş plajı, kum ve çakıl karışık bir sahile sahip.
Üzerinde yapılaşmanın olmaması ve doğasının korunması nedeniyle diğer plajlardan ayrılıyor. Turkuaz rengi sulara sahip Kaputaş plajı, pek çok seyahat yazarına göre Türkiye’deki mavi cennetler arasında en iyisi. Etrafta henüz yapılaşma bulunmadığı için Kaputaş’a gitmeden yanınıza yiyecek, içecek almayı unutmayın ve gitmek için elinizi biraz çabuk tutun zira yakın zamanda yapılaşmaya açılacak gibi duruyor.
Yiyecek ve içecek almak için 187 basamağı geri çıkmak istemeyeceksinizdir. Bu yüzden Kaputaş’a gitmeden evvel yanınıza Carneil Termal korumalı plaj çantasını almayı unutmayın. Sıcak soğuk koruma sağlayabilen, 15 litre hacme sahip bu plaj çantası ile deniz kenarında soğuk içeceğinizi yudumlarken bizi hatırlayacaksınız.
Kaplumbağalarla bir arada: İztuzu / Muğla
Caretta Caretta kaplumbağalarının yumurtladığı dünyaca ünlü İztuzu Plajı doğal güzellikleriyle The Times tarafından 2008’de ‘Avrupa’nın en iyi açık alanı’ ilan edilmişti. Plajın kumları altın sarısı ve incecik, deniziyse sığ bir yapıya sahip.
Bu nedenle özellikle çocuklu aileler için ideal. Soyunma kabinlerinin dışında hiçbir yapılaşmaya izin verilmeyen plaj akşam 20.00’den sabah 08.00’e kadar kaplumbağalara bırakılıyor. Mavi cennetler arasında doğaya bu kadar yakın olma deneyimini kaçırmayın.
Huzurdan fazlası: Kelebekler Vadisi / Muğla
Babadağ’ın eteklerinde, 350 metreyi bulan sarp kayalarla çevrili olan vadi yemyeşil ve masmavi doğasıyla insana huzurdan çok daha fazlasını vadediyor. 80 ‘den fazla kelebek türünün yaşadı vadide yürüyüşe çıkıp kanyon tarafındaki şelaleyi de ziyaret edebilirsiniz.
Bohem ruhlu tatilcilerin de favorisi olan Kelebekler vadisi tamamen izole bir ortamda doğayla baş başa kalmak için mutlaka gidilmesi gereken mavi cennetler arasında.
Kelebekler vadisinde, yıldızların altında gecelemek ancak çadırda kalmakla mümkün olabiliyor. Yüzlerce seçenek arasından biz sizin için kolayca kurulup toplanabilen, su geçirmez ve oldukça konforlu Buyfun çadırı seçtik.
Çam ormanlarıyla çevrili bir koy: Çıralı / Antalya
Antalya’da çam ormanlarıyla kaplı ve ağaç evleriyle ünlü Olimpos’un hemen yanındaki en az onun kadar güzel ama daha sakin bir plajdır Çıralı.
Doğal bir atmosferde deniz ve ormanla iç içe tatil yapmak istiyorsanız Çıralı ve etrafındaki ağaç evlerde konaklayıp gündüzleri kendinizi Akdeniz’in serin sularına bırakabilirsiniz. Bu plajda da caretta carettalar için 3 km’lik bir koruma alanı olduğunu hatırlatalım.
Sakin ve sessiz bir güzel: Ovabükü / Datça

Datça’dan Mesudiye Köyü üzerinden gidebileceğiniz Ovabükü, İngiliz The Gurdian Gazetesi tarafından Türkiye’nin en iyi plajı seçildi. Oldukça sakin bir koy olan Ovabükü’nde plaj biraz taşlık. Koyun içinde butik pansiyonlar var.
Denizi sığ, özellikle yüzme bilmeyenler ya da çocuklu aileler için harika bir seçenek. Sakin bir yer olduğu için kafanızı dinleyebilir, gün batımlarının tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. Eski Datça’yı gezmeden, Can Yücel’in evini ziyaret etmeden dönmeyin.
Tarih ve deniz bir arada: Patara Plajı / Antalya
Antalya’da antik kentin hemen kıyısında, 12 km uzunluğundaki plajıyla deniz keyfi sürebileceğiniz mavi cennetler arasında en iyilerinden biridir Patara. Tarih tutkunları kadar, rüzgarı hiç eksik olmadığı için rüzgar sörfü yapanların da özellikle ilgisini çekecektir.
Gizli cennet: Amos koyu, Bozburun / Marmaris
Türkiye’nin en sessiz sahillerinden biri olan Bozburun yarımadasındaki Amos plajında hem deniz keyfi hem de tarihi bir yolculuk yapabilirsiniz. Amos koyu, Bozburun yarımadasında, iki tatil köyünün arasına saklanmış gizli bir cennet gibidir.
Çakıl taşlı plajının yanı sıra günümüze kadar iyi korunmuş tiyatro, sarnıç, tapınak ve anıtların hemen yanı başındadır. Burada hem deniz keyfi hem de tarihte bir yolculuk yapmak mümkün.
Balıkları ellerinizle beslemek için: Akvaryum koyu / Bozcaada
Bozcaada’nın en meşhur koylarından birisi olan Ayazma plajına komşudur Akvaryum koyu. Ancak ayazma plajındaki kalabalıktan eser yoktur, hatta o kadar sakindir ki denizde yüzerken sizi merak edip gelen balıkları izleyebilirsiniz. Şnorkeliniz yanınıza almadan almadan gitmeyin.
Şnorkel ile dalış yapmayı seviyor ancak ağzınızdan nefes almakta zorlanıyorsanız son yılların popüler ürünlerinden tam yüz maskesi Subea Easybreath’i deneyebilirsiniz.
Bozcaada’da temmuzdan sonra akıntı sebebiyle su soğuyacaktır. Eğer soğuk deniz sevmiyorsanız temmuz ayından önce gitmekte fayda var.
Bonus: Domuzçukuru / Datça
Marmaris ile datça arasında, yalnızca tekneyle ulaşılabilen bir plajdır Domuzçukuru. Çam ve keçiboynuzu ağaçlarıyla kaplı bir dağlık orman ve bungalov evlerden ibaret bu koy, ulaşımı kolay olmadığı için hala bakir kalmayı başarabilmiş mavi cennetler arasındadır. Özellikle sakinlik ve kendinizle baş başa kalabileceğiniz bir tatil arıyorsanız sizin için ideal olacaktır.