Ajur nedir?
Fransızca kökenli bir kelime olan ajur, el işlerinde işleme, süs ve motif yapmaya yarayan tekniğin adıdır. Moda ve tekstil dünyasında kullanılmadan önce mimari yapılarda, madeni eserlerin üzerinde ve seramik malzemelerde kullanılan ajur tekniği, çok eski medeniyetlerde bile uygulanmış bir yöntemdir. İlk örnekleri Mısır uygarlığına dayanan ajur, genel olarak delikli bir yapıdadır. Kesici ve delici aletler kullanılarak süsleme yapılan malzemenin istenmeyen bölgelerinin boşaltılmasıyla oluşturulur. Anadolu’da ise ilk örnekleri Selçuklu döneminde görülen ajur tekniği, özellikle minber korkuluklarında sıkça kullanılmıştır. Minbere uygulanan motiflerde, malzemenin ayrım bölmeleri tamamen oyularak ortadan kaldırılır ve çıtalarla kafes şekli verilerek delikli bir görünümün oluşması sağlanır. Bu nedenle ajur, delikli motif ya da gözenek olarak da adlandırılmaktadır.
Dikiş tekniği olarak ise ajur, 17. yüzyılda Fransız dantellerinde ortaya çıkmıştır. Bu yüzyıldan itibaren dantel ve kumaş işlemede en yaygın tekniklerden biri olmuş ve birçok giyim ürününde kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde örgü ve nakış işlerindeki en temel tekniklerden biri olan ajur, iplik desenleri arasında bırakılan boşluklarla oluşturulur. Bu boşlukların oluşturulabilmesi için tığ ya da şiş ile örülen ipliğe, farklı teknikler uygulanması gerekir. Sarmaşık, dalgalı, antika, dilimli gibi birçok çeşidi bulunan ajur, temel olarak artırma ve eksiltme işlemleri uygulanarak ortaya çıkarılır.
Ajur tekniği bir kere öğrenildikten sonra kişinin yeteneği ve kullanım amacına göre çok farklı motiflerin oluşturulması için kullanılabilmektedir. Bu teknik ile yapılan birçok desen ve motif bir arada kullanılarak çeşitli tasarımların ortaya çıkması sağlanır. Fantezi ürünlerinden gündelik kullanıma kadar birçok giyim ve el işi ürünlerinde, ajur tekniği ile karşılaşmak mümkündür. Özellikle çeyizler için hazırlanan dantel el işleri ve kışlık kazak, bere, atkı ve süveter gibi ürünlerde çok sık uygulanmaktadır.