Geçmişi antik dönemlere kadar uzanan okçuluk (arcus); spor, mücadele veya avcılık faaliyetleri için kullanılmıştır. Kızılcık ağacı ve akçaağaç tarzı malzemelerinin yanı sıra; manda, sığır, at gibi hayvanların sinir, deri, yele ve kemiklerinden elde edilen yaylar, okları yüksek hızlarla uzak mesafelere gönderebilmiştir. Günümüzde hobi, koleksiyon ya da avcılık amacıyla geleneksel ok ve yay çeşitleri kullanılsa dahi, daha çok sportif etkinlikler için geliştirilen modern ürünler tercih edilir. Oldukça rekabetçi ve zevkli bir spor olan okçuluk, olimpiyatlarda da en çok takip edilen branşların arasında yer alır. Temel olarak yay ve ok malzemelerin kullanıldığı okçuluk sporunda, belli bir mesafeden hedef tahtası veya palton skalası üzerine isabetli atışlar yapmak amaçlanır.
En önemli okçuluk malzemeleri arasında bulunan, spesifik özelliklere ve farklı formlara sahip olan yaylar, kullanım amacına bağlı olarak geniş bir ürün yelpazesi içinden tercih edilebilir. Klasik yay modelleri, yayın iki ucuna bağlı olan kirişin çekilmesi ile oluşan enerjiyi, stabil ve güçlü bir şekilde ok üzerine aktararak isabetli atışlar yapmanıza olanak tanır. Geleneksel yayların aksine, olimpik sporlar ve müsabakalar için geliştirilen yaylarda, ip yerine gövde üzerine bağlı kanatlar esner. İki ana parçadan oluşan klasik yaylar, birbirini mükemmel bir şekilde bütünler. Kanat parçaları için genellikle fiber ya da karbon materyaller tercih edilir. Gövde kısmı ise, daha çok çelik gibi ağır ve esnemeye karşı dirençli metallerden imal edilir.
Kanatların bağlı olduğu ve üzerinde kabzanın da yer aldığı yay gövdesi, sporcunun yayı tutarak kontrol etmesini sağlar. Kabza çevresinde ergonomik tutuş ve konfor elde etmek için, kauçuk veya kumaştan yapılmış dolgu ve kaplamalar bulunur. Gövdenin üst veya merkez noktasına konumlanan nişangah, sporcunun hedef almasını kolaylaştır. Atış esnasında oluşan titreşimleri ve sallanmaları önlemeye yarayan sabit ağırlıklar, daha net atışlar yapılabilmesine olanak tanır. Hedef amaçlı atışlarda, sporcunun yayın esneme payını ve gerginliğini daha rahat anlayabilmesi için, yay üzerine klicker ismi verilen bir parça yerleştirilir. Kiriş yeteri kadar çekildiğinde, mekanik bir ses gelir ve sporcu kirişi bırakarak, okun ayarlanan hızda hedef tahtasına ulaşmasını sağlar.
Ana parçalardan bir diğeri olan oklar da oldukça farklı çeşitlere ve özelliklere sahiptir. Gövde parçası, çubuk aralığı, sivriltilmiş ok ucu ve tüyler, uluslararası standartlara sahip bütün ok modellerinde yer alır. Plastik, sentetik veya kaz tüyü gibi organik içeriklerden yapılan tüyler, okun arka kısmına sarılır. Tüy, oka atış sonrasında stabilite ve denge kazandırır. Tüy parçasının hemen arkasına konumlanan arkalık, okun kirişe sabitlenmesini sağlar. Arkalık sayesinde, kirişe bağlanan oka temas etmeden atış yapılabilmesi mümkün olur. Özel olarak monte edilen veya sonradan gövde üzerine eklenen ok uçları, gövdenin hedef üzerine saplanmasını sağlar. Genellikle çelikten imal edilen uçlar, farklı ağırlıklara ve keskinliğe sahip olabilir.
Kağıt, selüloz veya mantar gibi malzemelerden elde edilen; farklı renk ve boyut seçenekleri bulunan hedef tahta ve plakaları mevcuttur. Kağıt hedefler, tek kullanımlık olup atış sonrası yenisi ile değiştirilir. Mantar ve ahşap hedefler ise daha çok antrenman amaçlı ve uzun mesafeli atışlarda kullanılır. Merkezden dışa doğru sıralanan halka ve renkler 10 ile 1 arasında değişen palton skalasına sahip olur. Ok, yay ve hedef tahtasının yanı sıra; parmak korumalığı, gözlük, kavrama aparatları, bileklik, ok yerleştirme parçası ve zihgir gibi tamamlayıcı ekipman ve aksesuarlar da vardır. Sporcu; tecrübesine, stiline ve zevkine bağlı olarak farklı modeller içinden rahatlıkla tercih yapabilir.